ZAMAN

Hayatımın ortasında bir gül fidanı.

Uzanıyor dikeniyle ruhuma.

Zaman ölü bir köstebek .

Bir kelebek kozası.

Toprağa sarılır gibi

Göğsümde bir tabut.

Taşıyorum ölülerimi. 

Öyle ağır öyle soğuk. 

Ölulerim ve ben içim yıkık dökük.

Bir hayal mi bu?

Bir düş mu yoksa?

Bilmiyorum .

Kim uyandıracak beni…

UÇURUM

Bir deniz ürpertisi.

Bir yarım uçurum içim.

Geçiyorum çarpa çarpa kendime.

Göğsüme carpanda neyin nesi?

Zaman geçmiyor burda.

Bir  balık hafızasında şimdi anılar.

Bacası tütmüyor evlerin.

Bahçesinde koşturmuyor çocuklar.

 

Şimdi hangi resmi assam

Bir parçam hep eksik kalacak.

Defolu bir hayata .

Çiçekli pazenler dikilmeyecek.

OK

 

Kan damlıyor şakaklarımdan kirpiğime.

Her şiire bir ok saplanıyor.

Kalbim.

Her sözcük göğsüme saplanıyor.

Fare zehri içmişim gibi

Zehirli sözcükler yutuyorum.

Yorgun düşüyor parmaklarım.

Sonra koca bir acı

Oturuyor içime izin istemeden.

Üşüyorum .

Sanki hiç bir kış ısınamayacağım gibi…

 

 

 

 

SOLUK

 

Bugün kedim öldü.

Kar yağdı kimsesizliğimin üzerine.

Kar gibi beyaz tüyleri vardı.

Soluğundan öptüm onu.

 

Döktüm yaş kalmadı hiç  gözümde.

Tonla anı, birkaç eşya kaldı geriye.

Bugün kedim öldü .

Uyuduğu yer hala sıcak.

BUZ

Buz kalıplarından elbise giymişim .
Üşütüyorum kalbimi.
Camı kırık gözlük takıyorum .
Hiç bir şiir yaralayamaz beni .

Ayaküstü bıraktım akşamları.
Yazmayı ta geceden.
Cennete gidemeyeceğim sanırım tanrım
Sokak kedilerini besle n’olur benim yerime.

ÇOK ŞEY

Ömrüm eriyor .

Bitiyorum işte bak!

Çırpınıp duruyorum .

Çiziyorum mürekkep olmadan .

Her boşluğa bir şiir sapladim.

Her ibrede aynı acı.

Kuruttum acısını üstünde.

Kapadılar tüm yolları yalnızlığın.

Durgun sular gibi sessiz içim.

Gözyaşlarım hala sıcak.

Tasfiye ediliyor yalnızlığım.

Tavsiye edilmeliydi oysa.

Yorgunum .

Nasıl kurutulur gözyaşı .

Ah derdim binlerce kez.

Nasıl yazılır adım bir sona.

TABLO

Neşeli bir tabloya benzerdi yüzüm.
Bir zamanlar ölesiye gülmüştüm.
Kurudu tüm çiçeklerim.
Ruhumu bir saksıya gömsünler.

Kuracak tek bir cümlem  dahi kalmadı.
Dahası üzülüyorum sokak kedilerine.
Kalbim küçük sarı bir tekir .
Başını uzatmış sevilmeyi bekleyen.

Kalbim hasta .
Dahası yavaş yavaş sonmekte yıldızım.
Bilmiyorum
Nasıl yaşanır bir hayat.

Göğsümde bir gül kanıyor
Bir çınar devriliyor içimden.
Takatim kalmadı artık.
Mutsuz bir yazgıyla kaplasınlar kalbimi.

OK

Kan damlıyor şakaklarımdan kirpiğime.
Her şiire bir ok saplanıyor.
Kalbim.
Her sözcük göğsüme saplanıyor.
Fare zehri içmişim gibi.
Zehirli sözcükler yutuyorum.
Yorgun düşüyor parmaklarım.
Sonra koca bir acı.
Oturuyor içime izin istemeden.
Üşüyorum .
Sanki hiçbir kış ısınamayacağım gibi…

GECEKONDU

Her gece kavga edilen,mutsuz bir gecekonduydu içim.
Ha bire yağmur yağardı .
Sel basardı durup dururken.

Sonra aniden kapı açılırdı.
Ve yaşlar akardı gözlerimden.
Ağlanılırmış büyüyünce.
Bir kaldırımda veyahut bir köşede.

Aldı göğsümü bir uğultu
Çarpıyor hınca hınç kelimeler
Gölgeme bile ağır geliyor
Soluğum kesilecek bu illetten.

Eksik ,yarım kalmış bir yüz.
Durmadan sıkıyor elimi.
Bilmiyorum.
Yol neresi?
Bilmiyorum son neresi ?

ÖMÜR

 

Saydım ,
bir ömür kaç kez heba edilirdi.
Lime lime edilmiş kederimi avutacak bahane bulmadım.
Sesli gülüşmeler,ilerde havlayan köpek sesleri.
Hiçbir gülüş sıcak gelmiyor artık.
Perdesi örtük evlerin bacaları dumansız,
Rüzgar esmekten sıkılmış.
Ağaçlar sararmış.
Kuşlar ötmüyor artık.
Bu yolları tanımıyorum ben…

×