YAZAR HÜLYA KOÇ İLE RÖPORTAJ

Merhaba!

1. Değerli yazarımız, sizi daha iyi tanımamız için bizlere kendinizden bahseder misiniz?

Elbette öncelikle röportaj davetiniz ve nezaketinizden dolayı teşekkür etmek isterim. İsmim Hülya Koç okumayı sevdiğim kadar yazmayı da çok seviyorum ayrıca işim gücüm sanat diyebilirim ve sanatın her haline meftunum. Öğretmenim, şuan din psikolojisi alanında yüksek lisans yapmaktayım.

2. Edebiyatla ilgilenmeye, edebi eserler yazmaya ne zaman başladınız?

Edebiyata olan aşinalığım ve tutkum yeni bir şey değil, İlkokul yıllarına dayanıyor yazma meselesi, mesele dedim çünkü hayatta herkesin bir görevi ve yaratılış nedeni olduğunu düşünüyorum ben kendimde mevcut olan gaye ve görevin yazmak öğrenmek ve öğretmek olduğunun farkına vardım diyebilirim. Özetle herkesin yürüdüğü bir yol dava hedef artık adına siz ne dersiniz bilemiyorum fakat hayatta uğruna çaba harcadığınız, inandığınız bir meseleniz ve gayeniz olmalı. Bu sayede yaşam anlam buluyor.

3. Basılı veya e-kitap olarak yayında bir kitabınız var mı? Henüz bir kitabınız yoksa eğer kitap çıkartmayı düşünüyor musunuz, böyle bir hayaliniz var mı?

Harflerin Sen Hâli isimli bir kitabım var. Kitap kapağı görseline kadar tasarımcı arkadaş ile birlikte tasarladığımız her detayına özendiğim ve emeğimin geçtiği şahane bir kitaba sahibim. İçeriği de öyle içime sinen muhteşem bir eser oldu, aslında kendi kalemimden çıkan bir kitabı övmeyi hiç sevmem fakat ciddi anlamda bir emeğin sonucunda var olan bir eser sunmaya çalıştık elbette takdir sevgili okuyucular ve sizlere ait. Kitabım Ateş Yayınlarından çıktı buradan sizlerin aracılığı ile yayınevinde ki arkadaşlara teşekkürlerimi sunmak isterim değerli Nurcan Hanım’a, editörümüz Özkan Bey’e, tasarımcımız Meryem Hanım’a emeklerinden dolayı minnettarım. Diğer sorunuzu cevaplandırmam gerekirse yazmak benim için bir hayalden ziyade yaşam biçimi diyebilirim, yemek içmek nefes almak kadar gerekli.

4. Kitabınızın (kitaplarınızın herhangi birinin) ortaya çıkış öyküsünü bizimle paylaşır mısınız?

Şöyle ki gerek arkadaşlarım gerek hocalarım bu yeteneğimin farkındalardı fakat ben kendimin farkında değildim çünkü az önce de söylediğim gibi herkes yazabilir bunu neden bu kadar abarttıklarını ve kitap çıkarmam, yeteneğimin üzerine gitmem gerektiği için ısrar ettiklerini bir müddet sorguladım diyebilirim. Sonradan fark ettim, bu yeteneğin aslında sıradan bir şey olmadığını. Evet, herkes bir şeyler yazar lakin yazmak için yazar, yetenek kısmı çok başka bir şey ve o kısım yaratıcının size verdiği muhteşem bir armağan ve bu herkese olmuyor maalesef. Bana bahşedilen o armağanı aldım kabul ettim ve okurlarım ile paylaşıyorum, bazen bir söz bazen tek bir cümle bazen de sayfalarca sürüyor.

5. Hangi tür edebiyat eserleri okumaktan hoşlanırsınız?

Tarih, Edebiyat, felsefe ve Psikoloji alanında okumalar yapmak benim açımdan fazlasıyla hoş bir durum.

6. Kendinize örnek aldığınız bir yazar veya yazarlar var mı, varsa bunlar hangileridir?

Elbette örnek aldığım şahsiyetler var, onlardan bir kaçını söylemek gerekirse Erdem Beyazıt, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet Ran ve daha birçoğu…

Nazım’ı seven Fazıl’ı sevemez diye bir koşul vardı bilirsiniz insanların dikta ettiği şeyler ve ben artık bizim bu köhneleşmiş fikirleri çoktan aştığımızı düşünüyorum. Nazım’ı da Fazıl’ı da sevebiliyoruz.

7.Güncel çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Aylık olarak düzenli yazılar yazma gayreti içerisindeyim hedefim ise Akademik çalışmalar yapıp ilgi duyduğum alana ve literatüre katkı sağlamak.

8. Genç okurlara seslenmek ister misiniz? Genç okurlara iletmek istediğiniz bir mesajınız varsa röportajımız vesilesiyle düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Gençlere tavsiyem hedeflerinin peşinde koşsunlar okumak ve kendilerini geliştirmekten asla vazgeçmesinler. Okuma kısmı sınav odaklı değil elbette kaldı ki ben içinde bulunduğumuz sınav maratonundan bir eğitimci olarak çok memnun olduğumu söyleyemem İnşallah bir gün herkes puanının yettiği yerleri okumak mecburiyetinde olmadan sadece ilgi alanına göre meslek sahibi olabilir çünkü insanlar emeğinin karşılığını almayı, mutlu ve huzurlu olmayı hak ediyor.

Sizi tanıdığımıza memnun olduk. Röportajımıza ayırdığınız değerli vaktiniz için çok teşekkür ederiz. Size İhakalem edebi web sitesi olarak yazın hayatınızda başarılar dileriz.

Ben teşekkür ederim, bilmukabele. Sadece, gerçekten layık olanların hak ettiği başarıyı yakalamaları dileğiyle.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazar Nuh Karaaslan ile Söyleşi

Merhaba!

1-Değerli yazarımız, sizi daha iyi tanımamız için bizlere kendinizden bahseder misiniz? 

1971 yılında Denizli’de dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimini Denizli’de yaptım. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdim. TSK mensubu olarak uzun yıllar yurdun çeşitli, yörelerinde farklı kademelerinde görev yaptım. Bu süreçte, yurdum insanını gelenek ve görenekleri ile yaşam tarzlarını bölgesel renk ve özelliklerini yakınen görme ve tanıma fırsatı buldum.

2–Edebiyatla ilgilenmeye, edebi eserler yazmaya ne zaman başladınız?

Edebiyata olan yakın ilgim ise; klasik olacak belki de ama küçüklük yıllarımda öğretmenimizin kitap okumaya teşvik ederek kitap okumayı sevdirmesi ile başladı ve zamanla da hem okuyup hem yazmaya evrildi. Kısa kısa şiirler, küçük küçük hikayeler yazıyordum. Ve okuma ve yazma merakım bu zamana kadar artarak devam etti.

3-Basılı veya e-kitap olarak yayında bir kitabınız var mı? Henüz bir kitabınız yoksa eğer kitap çıkarmayı düşünüyor musunuz, böyle bir hayaliniz var mı?

İlk olarak 2014 yılında Arı Sanat Yayınevi tarafından baskısı yapılan, kırk amatör şair arkadaşımla ortaklaşa “Keçeli Kalem Şiir Antolojisi-2” şiir kitabını yayınladık.

2015 yılında Truva/Emre Yayınevi tarafından baskısı yapılan “Feryad-ı naz” isimli şiir kitabım okurları ile buluştu.

Islık Sanat Dergisi, Kirpi Edebiyat Sanat ve Düşün Dergisi vb edebiyat dergilerinde şiirlerim yayınlandı. İhakalem com.tr’de şiir ve deneme yazılarımı okuyucularımla buluşturuyoruz.

4-Kitabınızın (kitaplarınızın herhangi birinin) ortaya çıkış öyküsünü bizimle paylaşır mısınız?

Feryad- naz isimli şiir kitabımın çıkış hikayesi kısaca;

Yazar olarak kitabımın çıkarıldığı tarihte memuriyet görevim devam ediyordu ve beni anlatan içime sinecek bir mahlas bulmamız konusunda kitabın aynı zamanda Genel Yayın Yönetmeni olan Yazar arkadaşım ile konuşmuştuk. Benim aklıma aynı isimli şiirimden de mütevellit olan “Feryad-ı naz” adını mahlas olarak kullanmak geldi. Bu yönde ortak bir karar alarak kitabımızın ismini koymuş olduk. Hatta hala garibim Feryad-ı naz’ın ne bitmez çilesi varmış hem şiire hem bana hem de kitabıma isim oldu kurtulamadı gitti bizden şeklinde esprisini yaparım…

 

 

 

 

 

 

 

5-Okumayı hoşlandığınız tür hangisidir?

İyi yazılan zihnimi ve kalbimi kirletmeyen her türlü eseri okumaya gayret ederim. Ancak, şiir, klasikler Felsefik ve psikolojik eserlerle deneme ve gezi seyahat türünden eserleri okumayı severim. Özellikle hoşuma gidenler genellikle bu türlerden olanlarıdır

6-Kendinize örnek aldığınız bir yazar veya yazarlar var mı, varsa bunlar hangileridir?

Orhan Veli Kanık, Nazım Hikmet RAN, İlhan BERK, Edip CANSEVER, Cemal SÜREYA, Ahmet TELLİ isimli şairlerimiz ilk aklıma gelenlerden. Yazarlarımızdan da Reşat Nuri GÜNTEKİN, Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU, Sabahattin Ali vs gibi severek okuduklarım olup Dünya edebiyatından Tolstoy, Dostoyevski, Victor HUGO, Jack LONDON ve John STEINBECK daha ismini şimdi sayamayacağım birçok şair ve yazarı okumayı severim. Yeter ki zihnime ve kalbime iyi gelsin.

7-Güncel çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

2016 yılından itibaren emekliyim. Bol bol seyahat ediyor ve kitap okuyorum. Şiir kitabı, roman ve deneme yazılarımı toparlayacağım bir derleme kitap ile ilgili çalışmalarına devam ediyorum.

8-Genç okurlara seslenmek ister misiniz? Genç okurlara iletmek istediğiniz bir mesajınız varsa röportajımız vesilesiyle düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Gençler; Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefe giden aydın yoldan ayrılmayınız; gelecekteki umutlarımız sizlersiniz.,

Gençler için son sözüm ise; Onlar için okumak, bir hobi olmaktan ziyade yaşam biçimi, mecburiyet ve olmazsa olmazları olsun; tek temenni ve önerim bu olacaktır. Sevgilerimle kitaplarla, şiirlerle kalınız. Şiir gibi hayatlarınız olsun efendim.

Sizi tanıdığımıza memnun olduk. Röportajımıza ayırdığınız değerli vaktiniz için çok teşekkür ederiz. Size İhakalem edebi web sitesi olarak yazın hayatınızda başarılar dileriz.

 

AKYAKA

Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka ilçesi tam bir doğa harikasıdır. Kendi has mimariye sahip evleriyle de dikkat çeken Akyaka küçük ama şirin bir çarsıya sahiptir. Akyaka’nın çarsısında hediyelik eşya dükkânları, yemek yerleri, barlar ve kafeler bulunmaktadır. Akyaka’da ayrıca bir orman kampı da mevcuttur. Orman kampında ister taş evlerde isterseniz çadırlarda konaklayabilirsiniz. Akyaka orman kampının kendine ait özel plajı da mevcuttur. Bunun dışında Akyaka’da halk plajı da vardır. Akyaka ayrıca konumu rüzgarlı havası nedeniyle kite sörf yapanlarında favori yerlerinden biridir. Gene Akyaka’da kite sörf yapmayı öğreten ve kite sörf malzemeleri satan yerlerde mevcuttur. Bunun dışında Akyaka’ da değişik koyları gezen tekne turları da düzenlenmektedir. Akyaka’nın bir diğer güzelliği de azmak nehri etrafındaki balık restoranlarıdır. Burada azmak nehri manzarası karşısında serpme kahvaltı yapabilir ya da balık ziyafeti çekebilirsiniz. Kısaca Akyaka hem adrenalin dolu tatil yapmak isteyenler için hem de deniz ve doğanın içinde sakin ve huzurlu tatil yapmak isteyenler içinde ideal tatil yerlerinden biridir.

KONUM

Yazar Ercan Canss ile Şöyleşi

Merhaba!
1-Değerli yazarımız, sizi daha iyi tanımamız için bizlere kendinizden bahseder misiniz?
İsmim Ercan Hüseyin 23 yaşındayım sosyal medya da herkes beni Ercan Canss olarak tanır.

25.10.2000 Tarihinde Bulgaristan Plovdiv’de, doğdum hayla Plovdiv’de yaşıyorum.
Dedelerimiz Osmanlı zamanında buralara göç etmiş tam tarihi bilmiyorum ama aile büyükleri böyle söylüyor tüm aile üyelerimiz doğuma büyüme bulgaristanli.
2019 Tarihinde Penco İslaveykov lisesinden mezun oldum, Ardından Plovdiv Üniversitesi Paisii Hilendarski’e kabul edildim 4 yıl işletme okudum.
Bunların üzerine kendime bazı hobiler edindim Gitar, Resim. Gibi kurslara gittm ama kendimi bir türlü bulamadım sonunda Wattpad, üzerinden bir hikaye yazmaya başladım işte o zaman kendimi buldum diye bilirim. Şimdilerde özel bir işletmede calişiyorum zaman buldukça Tanrılar Okulu’nun ikinci kitabını yazmaya çalışıyorum.

2-Fantastik ile ilgilenmeye, fantastik eserler yazmaya ne zaman başladınız?

Fantastik ile ilgilenmeye daha küçükken başladım fantastik kitaplar, filmler, öyküler efsaneler, yaratıklar, Yunan mitolojisi. Küçükken hep en sevdim şeylerdi bunar benim. Büyüyünce bu tarz şeyleri araştırmaya başladım özelikle mitoloji benim çok fazla ilgimi çekti. Artık ne yazacağımı bilmiliyordum nerden başlağımı biliyordum ve bu zamana kadar yapmadım için pişman oldum.
Bir yıl önce Wattpad, üzerinde kitabımı yazmaya başladım ve geçen yılın Ağustos ayında sonunda kitabımı bitirdim.

3-Basılı veya e-kitap olarak yayında bir kitabınız var mı?

Henüz bir kitabınız yoksa eğer kitap çıkartmayı düşünüyor musunuz, böyle bir hayaliniz var mı?
Basılı olan sedece bir kitap var o da bana özel yapıldı.

Wattpad üzerinde şuanda yayında Tanrılar Okulu isimi ile okuyucularla buluşuyor.
Tabii ki çıkartmayı düşünüyorum böyle bir hayali kim kurmaz ki. Bazı yayın evlerine dosya olarak gönderdim ama bir yayın evi geri dönüş yaptı o da reddetti maalesef.
Türkiye’de bir kitap çıkartmak veye yayınlamak zor tabbi paranız varsa o başka para her kapıyı açıyor. İstesem ben de para verip kitabı bastıra bilirim ama böyle bir şey istemiyorum para verip bastırmak başka bir yayın evinin katabı beğenip basması başka bir duygu benim için. Yayın evlerine antlaşmak gerçekten çok zor bir iş kitabı yazıyorsun emek veriyorsun ama onar neden reddedildiğini söylemeyi bile kendilerine zor bir iş olarak görüyor.
Umarım hak eden tüm kitaplar bir gün basılmayı hak eder.

4-Okumayı hoşlandığınız tür hangisidir?

Fantastik,bilim gurgu,korku, polisiye,gizem,roman. Gibi olan kitaplar.

5-Kendinize örnek aldığınız bir yazar veya yazarlar var mı, varsa bunlar hangileridir?

Örnek aldığım yazarlar şöyle George R.R. Martin, Rick Riordan, Christopher Paolini, Agatha Christie, J. R. R. Tolkien, Stephen King.

6-Genç okurlara seslenmek ister misiniz?

Genç okurlara iletmek istediğiniz bir mesajınız varsa röportajımız vesilesiyle düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
Ben de bir genc okuyucu olarak şunu söylemek istiyorum korkmasınar cekinmesiner daima hayallerinin peşinden gitsiner.

Sizi tanıdığımıza memnun olduk. Röportajımıza ayırdığınız değerli vaktiniz için çok teşekkür ederiz. Size İhakalem edebi web sitesi olarak yazın hayatınızda başarılar dileriz.

 

Yazar Ayşe Tanman ile Şöyleşi

Merhaba!

1-Değerli yazarımız, sizi daha iyi tanımamız için bizlere kendinizden bahseder misiniz? 

22 Aralık 1982 Antalya Kaş doğumluyum. İlk orta ve lise eğitimimi Kaş ´ta tamamladım. Uzun yıllar Antalya ve Ege´de turizm sektöründe otellerde, tatil köylerinde ve yatılı okullarda çalıştım. Amatör olarak birçok tiyatroda oynadım. Benim yazdığım skeçler ve piyesler sahnelerde perdelendi. Teke Yöresi başta olmak üzere hemen hemen tüm yörelerin yöresel halk oyunlarında oynadım. Okullarda gönüllü halk oyunu eğitmenliği yaptım. Yazmaya olan sevgimi üniversite ile pekiştirmek istedim. Şu an Eskişehir Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı son sınıf öğrencisiyim.

 

2-Edebiyatla ilgilenmeye, edebi eserler yazmaya ne zaman başladınız?

Aslında ortaokul yıllarımda kompozisyon ve şiir yarışmalarına katılarak başlamıştım. Okumaya hep meraklı bir çocuktum. Okuyup bitirdiğim bütün kitapların özetlerini çıkardığım not defterlerim vardı. Günlük tutmaya ilkokul çağlarında başlamıştım. Zaman zaman şiirler yazardım ama kimse bilmezdi. Yaklaşık yirmi yıl biriktirmiştim onları. Bana iyi geldiği ve mutlu geldiği için yazıyordum. Birisi, ilerde bir gün bu şiirlerin kitap olacak dese ben bile inanmazdım. Duygularını yazan bir insanım. Şairim asla diyemem. O, o kadar basit olunamayacak ve dilde kullanılamayacak önemli bir vasıf benim için. Keyif aldığım için yazıyordum. Hepimizin hayatında inişler, çıkışlar ve kırılma noktalarının olduğu dönemler vardır. Tam öyle bir dönemde hayat karşınıza birisini çıkartır ve siz o karanlığın içindeyken, hiç bir menfaat beklemeden el uzatır ve o size uzanan el hayatınızın dönüm noktası olur. Tam vazgeçtim derken size ışık olur ve yolu gösterir. Bundan sonra size artık o yoldan sapmadan doğru bir şekilde yürümek düşer. Yıllarca sadece kendinizin bildiği, bir derdime deva bulur muyum diye yazdığınız şiirler bir gün hiç bilmediğiniz uzaklarda ve tanımadığınız hayatlarda belki de okuyan bir kişini bin derdine deva olacaktır. Benim kitabımın öyküsü de böyle gelişti ve bu gün ilk şiir kitabım ‘’GÜNEŞ SANDIM KENDİMİ’’ ortaya çıktı.

3-Basılı veya e-kitap olarak yayında bir kitabınız var mı? Henüz bir kitabınız yoksa eğer kitap çıkartmayı düşünüyor musunuz, böyle bir hayaliniz var mı?

Yaklaşık bir yıl önce Kadran Yayınlarında ‘’Güneş Sandım Kitabı’’ çıktı. Çok yakında yine Kadran Yayınları´ndan bir edebiyat dergisinde şiirlerim ve denemelerim okuyucularla buluşacak.

4-Kitabınızın (kitaplarınızın herhangi birinin) ortaya çıkış öyküsünü bizimle paylaşır mısınız?

Yukarıda da bahsettiğim gibi ne kendimi şair görüyordum ne de şiirlerimin bir gün kitap olacağı hayalim vardı. Ta ki bu işte çok saygı duyduğum sözüne önem verdiğim büyüklerim, sosyal çevrem, ‘’Ayşe bu şiirler yok olup gitmemeli, herkese ulaşmalı, belki de bir satırında farkında bile olmadan birisinin hayatına dokunacaksın, faydan olacak’’ diyene kadar. Onların verdiği cesaretle kitabımı çıkartmaya karar verdim.

5-Okumayı hoşlandığınız tür hangisidir?

Gençliğimde psikolojik romanları çok severdim. Şiire ilgim ve sevgim yanı sıra şair ve yazarların dönemleri, biyografilerini daha fazla araştırmaya ve öğrenmeye başladım.

6-Kendinize örnek aldığınız bir yazar veya yazarlar var mı, varsa bunlar hangileridir?

Tüm şair ve yazarları ulaşabildiğim sürece okumaya gayret ediyorum. Çünkü hepsinin üretmiş olduğu eserlerden kendimi geliştirmek adına faydalanabileceğim çok şey olduğunu düşünüyorum.

7-Güncel çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Şiir dinletilerine, söyleşilere, imza günlerine katılıyorum. Çok yakın zamanda yine şiirle alakalı bir tv çekimim olacak. Davet edildiğim yerlerde sahne programlarına devam ediyorum.

8-Genç okurlara seslenmek ister misiniz? Genç okurlara iletmek istediğiniz bir mesajınız varsa röportajımız vesilesiyle düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Zamanımız gençleri çok zekiler ve çok uyanıklar. Bir o kadar da dijital çağın bize getirdikleriyle bilgiye çok çabuk ulaşıyorlar. O yüzden ilgiyle ve anlayarak okumaya ihtiyaç duymadıklarını görüyorum. Onlara naçizane tavsiyem, kendi ilgi alanlarıyla ilgili mutlu hissettikleri her şeyi (kitap, dergi, gazete v.b.) okusunlar. Bilgiye nokta atışı değil araştırarak ulaşsınlar. Yazmaya merakı olanlar mutlaka devam etsinler, bir satır not bile olsa yırtıp atmasınlar saklasınlar. Çünkü gün gelip bir kitaba dönüşüp başka insanlara faydalı olabilir. Öğrenmeye her zaman açık olsunlar, asla pes etmesinler. Bu en iyi örneği, bu yaşta Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okumaya çalışan kendimi örnek verebilirim.

Sizi tanıdığımıza memnun olduk. Röportajımıza ayırdığınız değerli vaktiniz için çok teşekkür ederiz. Size İhakalem edebi web sitesi olarak yazın hayatınızda başarılar dileriz.

 

 

Sebahattin Abi ile Söyleşi

Merhaba!

1-Değerli yazarımız, sizi daha iyi tanımamız için bizlere kendinizden bahseder misiniz? 

20 Kasım 1971 Bursa’da doğumluyum ilk orta ve lise eğitimimi Bursa’da tamamladım .1990 ve 2005 yılları arasında devlet memurluğu yaptım. Şiire ve edebiyata olan tutkum 1990 yılların başlangıcında oldu ve bu dönemlerde öncelikle özel radyoların açılması ile program yapımcılığı ve sunuculuğuna başladım. Uzun yıllar şiir programları hazırladım ve sundum. “Yalnızlar Rıhtımı” “Akşam Keyfi” “Çiselti” programları hazırlayıp sunduğum öne çıkan programlarımdandı.

 

Daha sonra internet üzerinde radyoların yeni yeni açılmasıyla birlikte “Türkiye’nin ilk şiir radyosu” “Radyo Medcezir’i” kurdum ve 5 yıl aralıksız yöneticiliğini yaptım. Daha sonraları açılan birçok şiir radyosunun kuruculuğu ve yapım aşamasında destek verdim. Son olarak “Radyo Erguvan” kuruluş aşamasında site projesini tasarladım ve radyoyu yayına hayatına başlattım

Daha çok şiir yorumculuğu yönünü geliştirdim ve bu konuda beden dili, diksiyon ve etkili ve güzel konuşma dersleri aldım. Bursa devlet tiyatrosu hocalarından tiyatro eğitimi aldım ve Birçok oyunda görev alarak Türkiye’nin birçok ilinde sahne aldım

Okumayı ve araştırmayı asla bırakmadım Türk ve dünya edebiyatı şairleri araştırmaya ve öğrenmeye devam ettim. Bursa’da Ayrıca ilk canlı performans kafe şiir dinletisi programlarına başladım ve 1997 yılından günümüze çok farklı mekânlarda haftalık programlar hazırladım ve sundum. Şiir dinletileri, resitaller ve söyleşilerin yanı sıra ayrıca sahne sunuculuğunun yanı sıra belgesel, tanıtım cd’si, proje, hikâye ve şiir seslendirmeleri de yaptım.

“APEMİA” “TÜMŞAD” “ENSADER YAŞAM” dergilerinde editörlük ve yazı işleri müdürlüğü yaptım.

Radyo yayınlarının yanı sıra bu programlarımı tv ekranlarına taşıdım.

Bursa Yörem tv, Bursa OLAY tv ve Bursa AS tv Rumeli Tv, Tek Rumeli TV’de programlar hazırlayıp sundum.

2006 yılında Erguvan projesi adı altında bir projeyle İstanbul’a davet edildim. Erguvan kültür şiir sanat merkezinde Sanat danışmanlığı ve kültür müdürlüğü yaptım. Aynı zamanda bu merkezde her hafta Cuma aksamları “yüreğinizin sesine kulak verin” sloganıyla Sebahattin Abi şiir dinletilerini 3 yıl boyunca sürdürdüm.

İstanbul Yıllarında Ayrıca pazartesi geceleri saat 23:05 de RUMELİ TV’de yine aynı isimle “yalnızlar rıhtımı” edebiyat kültür sanat ve şiir programını 3 yayın dönemi hazırladım ve sundum.

Daha sonra TEK RUMELİ TV’den gelen teklifle programımı bu televizyona taşıdım ve 4 yayın dönemi canlı yayın şiir edebiyat programı “YALNIZLAR RIHTIMI” adlı programıma devam ettim. Halen sanat hayatına Bursa’da devam etmekteyim

2-Edebiyatla ilgilenmeye, edebi eserler yazmaya ne zaman başladınız?

Şiir yazmaya da bu yıllarda başladım. Şair olduğumu asla iddia etmedim. Yazdığım şiir denemeleri arasında, ilk defa Üstat Cemal Safi’nin düzenlediği 14. şairler yazarlar bestekârlar şöleninde “ADIN KAVUŞMAK OLSUN” adlı şiir denemesi ile ödül aldım m dikkatleri üzerine çekti. Sebahattin Abi’nin kaleme aldığım birçok şiir ve nesir çalışmalarım edebiyat dergilerinde yayımlandı.

3-Basılı veya e-kitap olarak yayında bir kitabınız var mı? Henüz bir kitabınız yoksa eğer kitap çıkartmayı düşünüyor musunuz, böyle bir hayaliniz var mı?

2021 yılında Kadran yayınlarından “Adın Kavuşmak Olsun” adlı şiir kitabım yayımlandı. Kitabımda şirler.denemeler ve aforizmalarım bulunuyor. Ayrıca kitabımın son 10 sayfasında o dönem lisede olan küçük kızım Gülru Sude Abi’nin “Çelişkiler Ülkesi” başlığıyla yazdığı şiir ve deneme yazılarınada yer verdim.

4-Kitabınızın (kitaplarınızın herhangi birinin) ortaya çıkış öyküsünü bizimle paylaşır mısınız?

Kitabımdaki eserler 2000 ile 2020 yılları arasında kaleme aldığım seçkilerinden oluşturulmuştur. Aslında şairlik iddiam olmadığı için kitap yayımlamak gibi niyetimde yoktu, lakin yakın çevrem ve şiir edebiyat çevresinden gelen istekler ve ısrarlar üzerine yayımlamaya karar verdim.

5-Okumayı hoşlandığınız tür hangisidir?

Daha çok edebi eserler, şiir edebiyat üzerine araştırma. Şair yazarların dönemini anlatan biyografi ve anekdotların olduğu eserler hep daha fazla ilgimi çekmiştir.

6-Kendinize örnek aldığınız bir yazar veya yazarlar var mı, varsa bunlar hangileridir?

Şiire dair tüm şairleri okumaya gayret ettim. Divan edebiyatı, halk edebiyatı ve çağdaş Türk şiirine hizmet etmiş eser üretmiş ve günümüze ulaşmış bir çok şair ve yazarı okudum ve sevdim.

7-Güncel çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Halen şiir dinletileri, söyleşiler kitap imza günlerine katılıyorum. Sosyal medyamda şiir yayınları ayrıca Bursa ve davet edildiğim şehirlerde şiir dinletisi, söylesi ve sahne sunuculukları yapmaya devam ediyorum.

8-Genç okurlara seslenmek ister misiniz? Genç okurlara iletmek istediğiniz bir mesajınız varsa röportajımız vesilesiyle düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Her türlü edebi eserleri okusunlar, araştırmacı ve öğrenmeye açık olsunlar. Ve öğrenmenin sonu ve yaşlı olmadığını asla unutmasınlar.

Sizi tanıdığımıza memnun olduk. Röportajımıza ayırdığınız değerli vaktiniz için çok teşekkür ederiz. Size İhakalem edebi web sitesi olarak yazın hayatınızda başarılar dileriz.

 

 

Yazar Medine Herzem ile Söyleşi

1-Değerli yazarımız, sizi daha iyi tanımamız için bizlere kendinizden bahseder misiniz?
Merhabalar öncelikle. Ben Medine Herzem, Anadolu lisesi son sınıf öğrencisiyim yazmaya 8. Sınıfta başladım yeteneğimi ilk önce Türkçe öğretmenim anladı her kompozisyon yazdığımızda diğer öğrencilerin kağıtlarını dağıtırdı fakat benim yazdığım her daim öğretmenimde kalırdı yavaş adımlarla kendimi bu yönde geliştirdim. İnsanlar hayattan keyif almıyorum dediği anda karşısına bir şeyler çıkar da o şeyden asla kopamaz bir yanı her daim o şeyle dolu doluyadır tam olarak da öyle. Ne zaman kendimize sığınacak bir liman ararsan işte o zaman başlıyordu yeni bir yaşam sitili, yolunu kaybeden bir gemi denizin ortasında öylece beklerken birdenbire karşımızda bir ışık belirir ve yolumuzu öyle aydınlatırız, benim ışığım da o zamanlar aydınlandı ve aydınlanmaya da devam ediyor.
2-Edebiyatla ilgilenmeye, edebi eserler yazmaya ne zaman başladınız?
8. Sınıfta yazmaya başladım 4 senedir yazıyorum, edebiyatla yaklaşık olarak 6 senedir iç içeyim.
3-Basılı veya e-kitap olarak yayında bir kitabınız var mı? Henüz bir kitabınız yoksa eğer kitap çıkartmayı düşünüyor musunuz, böyle bir hayaliniz var mı?
Hem basılı olarak var hem de e-kitap olarak kitabım bulunmakta, birinci kitabımı çıkardım diğer kitaplarımı da bastırmayı düşünüyorum.
4-Kitabınızın (kitaplarınızın herhangi birinin) ortaya çıkış öyküsünü bizimle paylaşır mısınız?
Bir zaman vardır ve o zaman geldiğinde kendi kendine der insan “Şuan yapmam lazım ya da pes etmem lazım.” bunun bilincindedir ve hayalleri için de olsa çabalar. “Kitabım tutulacak mı?” diye düşünmez ve o hayali için durmadan yazar. İyi bir gün geçirmez ya da çok mutludur her ne duyguyu yaşarsa yaşasın kendinden önce kitabındaki karakterine yönelir. Çünkü kitap yazan kişiler bir evrende değil bir çok evrende yaşar.
5-Okumayı hoşlandığınız tür hangisidir?
Her türden okurum. Klasik, genç kurgu, roman, hikaye, polisiye, dram… Aklınıza gelecek her tür kitabı okuyorum.
6-Kendinize örnek aldığınız bir yazar veya yazarlar var mı, varsa bunlar hangileridir?
Bir çok yazar var fakat Nazım Hikmet’in yeri bende bir başkadır.
7-Güncel çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Bir çok var şuanda bir kitabım basılı durumda, iki kitabım bitmiş durumda, bunlar dışında da 4 kitabım henüz bitmemiş durumda.
8-Genç okurlara seslenmek ister misiniz?
Genç okurlara iletmek istediğiniz bir mesajınız varsa röportajımız vesilesiyle düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
Her şey gelip geçer bu hayatta kendinize güzellikler bırakın, sizi o güzellikler tamamlayacaktır. Bu uzun uzadıya bir yol gerçi seçilen her yol uzun uzadıyadır fakat sizi siz yapacak olan vazgeçmeyişinizdir.
Sizi tanıdığımıza memnun olduk. Röportajımıza ayırdığınız değerli vaktiniz için çok teşekkür ederiz. Size İhakalem edebi web sitesi olarak yazın hayatınızda başarılar dileriz.

Yazar Seda Özlem Başpınar ile Söyleşi

Merhaba!

1-Degerli yazarımız, sizi daha iyi tanımamız için bizlere kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar, Çocukluğumdan beri yazmayı severim ve konuşmayı yazarak tercih ederim

2-Edebiyatla ilgilenmeye, edebi eserler yazmaya ne zaman başladınız?

En büyük klişelerden biri olacak ve ben bunu çok seviyorum; hatıra defterleri olurdu ve ben her arkadaşımın hatıra defterine şiir tadında yazılar yazardım ama tâbii o zamanlar çok farkında değildim ve sonra orta okul, lise yıllarında kompozisyon ödevlerimiz olurdu. Ben kendiminkini bitirir ve diğer arkadaşlarımınkini de yazardım. Yazmak hiç bir zaman yük olmadı bana

3-Basılmış veya e-kitap olarak yayında bir kitabınız var mı? Henüz bir kitabınız yoksa eğer kitap çıkartmayı düşünüyor musunuz, böyle bir hayaliniz var mi?

Benim hali hazırda çıkmış dört kitabım bulunmaktadır (Özlem Koydum Adını, Şiir Antolojisi 2, İçime Attım İçimden Atamadım, Edebiyat Turnuvası… Bu son kitap ortak projedir) ve şuan beşinci kitabımı yazıyorum

4-Kitabınızın (kitaplarınızın herhangi birinin ortaya çıkış öyküsünü bizimle paylaşır mısınız?

Çocukluktan bahsettim ya hep, çocukluk hayalimdi yazar olmak zaten. Ortaya çıkış öyküsü yok çünkü o tutku hep vardı sadece zamanını bekliyordu

5-Hangi tür kitaplar okumayı seviyorsunuz?

Kitap ayrımı yapmam demek isterdim ama maalesef yapıyorum ben felsefi, mesnevi ve deneme yazılarını okumayı çok seviyorum.

6-Kendinize örnek aldığınız bir yazar veya yazarlar var mı varsa bunlar hangileridir?

Aslında yok. Aklıma kalbime işleyenler, hafızamda farkında olmadan yer edinenler belki olmuş olabilir. Bilinçaltı ile ilgili….

7-Güncel çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Rutin yazıyorum diyemem çünkü yazmak; hani şu meşhur ilham perileri denilen kavram var ya, işte o ne zaman gelirse kağıdım, kalemim ve ben buluşuyoruz ama günlük köşe yazarlığı yaptığım bir sitem var orda muhakkak küçük de olsa bir yazımı paylaşırım.

8-Genc okurlara seslenmek ister misiniz? Genç okurlara iletmek istediğiniz bir mesajınız varsa röportajımız vesilesiyle düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Her zaman söylediğim şey, hiç bir zaman hayallerinin peşinden ayrılmasınlar. Yazmak meşakkatli bir iştir.

Yorulacaklar, yeri gelecek; kendi kalemlerini beğenmeyecekler ama bunun onlar için çok büyük avantaj olduğunu bilsinler. Çünkü, beni bir yazardan ziyade bir okur gözüyle önce ben eleştirmeliyim. Ben bunu yapıyorum ve yazmak için müsait değiller diyelim ama akıllarına gelen bir cümle, bir söz o an not alsınlar. Bir yazar bir şair ve hatta bir ressam o eserin aynısını tekrar yapamıyor maalesef. Belki bir benzeri oluyor ama aynı tatta olmuyor. Bu ilke ile hareket etsinler, naçizane tavsiyem

Sizi tanıdığımıza memnun olduk. Röportajımıza ayırdığınız değerli vaktiniz için çok teşekkür ederiz. Size ihakalemedebi web sitesi olarak yazım hayatınızda başarılar dileriz.

 

Şair Hamza Tokmak ile Söyleşi

Ben ‘’İnsan denince akla gelen her şeyi bulabileceğiniz’’ bir coğrafyanın tam kalbinde açtım gözlerimi Dünya,’ya yani Diyarbakır’da – diğer adıyla Amed’de.. Doğduğum yer medeniyetlerin beşiği olma özelliğinin yanısıra medeniyetlerin mezarlığıdır da. Diğer bir ifadeyle ölümle doğumun rekabetinin en bariz bir biçimde göreleceği nadir mekânlardan sadece biridir. Dinlerin,dillerin,derilerin renk değiştirdiği uğrak bir duraktır. Her gelen bir şeyler götürmüş ,bir şeyler getirmiş. İnsan topoğrafyası normalin üstünde bir zenginlik sunar burada.Böyle bir zenginliğin içinde yaşayıp da bu zenginlikten nasiplenmeyen bir insan neyi kaybettiğinin farkında olmadan yaşayan bir ölü değil midir? İşte ben o yaşayan ölülerden olmamanın gururuyla bu şehrin kültürel müktesebatından faydalanmanın bir yolunu buldum : şiir yazmak.

Lise yıllarında şiire ilgi duyduğumu fark ettim ve o yıllarda bir kenara bir şeyler karalamaya başladım.İlgi duyduğumu ‘fark ettim’ dedim çünkü şiirle tanışıklığımın hikayesi çocukluğuma kadar uzanır. Küçükken mevlidlerde okunan klasik Kürt şiirleri beni büyülemişti adeta. Özellikle Melayê Bateyî’nin Mevlidi her okunduğunda ruhumda bir kıpırdanma hissederdim.İki mıknatıs düşünün,birbirlerine yaklaştıklarında nasıl da cezbeye girmişçesine birbirlerini çekmeye çalışırlar. Biri hareket ettikçe öbürü ayak uydurur. Şiirde bu ahengin bir benzerini farkında olmadan algılamıştım. Her ne kadar bir şiir kitabı olmasa da edebi üstünüğüyle beni hayran bırakan Kur’an-ı Kerim de aynı tesiri bırakmıştı üstümde. Arapça bilmiyordum o zamanlar ancak güzel sesli bir hafızın dilinden dinlediğim bir kıraat semavi bir melodinin ötesinde şuurumu altüst eden edebi bir çekim alanına sürüklüyordu beni.Yıllar sonra henüz bir lise öğrencisiyken Necip Fazıl’ın şiirleriyle tanışınca bu durumun bir benzerini yaşadım ve şiirin farkına o zaman vardım. Ancak şu gerçeği de burada eklemem lazım : henüz on beş-on altı yaşlarında üç ayrı dilin fevkalade zenginliğine tanıklık etmiştim : Türkçe,Kürtçe ve Arapça.Bu dillere sonraki yıllarda İngilizce ve özellikle Farsça da eklenince bir Arap deyimiyle nurun ala nur (nur üstüne nur)olmuştu.Bu durum beni herhangi bir ideolojiye sıkışıp kalmaktan kurtarmanın yanında şiirin bana kazandırığı perspektifle bu dillerin (kütürlerin) muhteşem güzelliklerini ve zenginliklerini müşahade etmemi sağladı.Neticede iki dilli (Kürtçe-Türkçe) bir şiir kitabımın bugünlerde çıkmış olmasının bu hakikatin bariz bir ürünü olduğu kanattindeyim.Diller ve beraberinde taşıdıkları kültürler hiçbir zaman ayrıştırmanın ve ötekileştirmenin aygıtı olmadılar benim için.Kitabımın iki dilli olmasının bir nedeni de budur.

Kürtçemi geliştirdikten sonra modern ve klasik Kürt şiiri beni kendine çekmeye başladı.Feqiyê Teyran,Melayê Cizîrî,Cegerxwîn gibi Kürt dilinin üstadları şiirlerimi şekillendirmede bana yol gösterdiler.Türk ve Fars şairlerden (modern ve klasik) ise Hafız,Mevlana,Nazım,Sabahattin Ali,Yunus Emre,Mehmet Akif gibi bir çok şair şiirlerime büyük değer kattılar.

Kitabımda işlediğim temalardan bir kaçını şöyle sıralayabilirim : aşk,doğa sevgisi,dil (Kürtçe) sevgisi,modern insanın yaşadığı tezatlar ve ahlaki yıpranmalar,insanın anlam arayışı,din vs.Yazdığım her şiirin bir öyküsü ,benden aldıkları ve bana kattıkları vardır.Hiçbir şiirimi hissetmeden yazmadım.Örneğin; kitabımda Bêhn (Koku) diye bir şiirim vardır.Her sabah sokağımızda pazar artıklarını yahut da çöpe atılan bozuk sebzeleri evine götüren yaşlı insanlar beni bu şiiri yazmaya itti.Ya da tattığım en sevimli duygulardan olan heyecan ve aşk beni kitabımın yarısını ,herbirini tek seferde yazdığım,yoğun hissiyatlı dizelerle doldurmaya teşvik etti.Bir büyüğümün tavsiyesi üzerine ‘’insanların içine karışma’’ya başladım.Sıcacık yatağımda uzanıp soğuk kaldırımlarda yatan evsizleri anlatma küstahlığına yeltenmedim.Kitabıma ismini veren ‘’Ba (Rüzgar/Yel)’’ ile dertleştim Kudüs için elimden hiçbir şey gelmediğini bilmenin acısıyla.

İnsan içine karışmak hayatı anlamlandırmada ve insanlara faydalı olmada motto oldu benim için.Özel gereksinimli ya da yetim/öksüz çocuklarla yüz boyama ,koruma altındaki kadınlar için tiyatro gösterisi,Kürt dili ,edebiyatı ve kültürü için kulüp faaliyetleri (ve diğer bir çok kulüpte aktif olma: şiir,kitap kritiği,dayanışma,sosyal sorumluluk vs.kulüpleri…),uluslararası etkinliklerde (Gençlik ve Spor Bakanlığı adına ) tercümanlık ve ataşelik faaliyetleri aktif olarak olarak dahil olduğum etkin gönüllülük faaliyetlerinden bazıları.İlk kitabım çıkmadan bir süre önce ikinci kitabıma aynı motto ve bilinçle başladım.

Eski Foça’da Gezilecek Yerler

Eski Foça Ege bölgesinin güzel sahil ilçelerinden biri olan Eski Foça İzmir’e sadece bir saat uzaklıktadır. Eski Foça’da hem tarihi, hem denizi hem de doğayı birada bulabilirsiniz.

Eski Foça’yı balıkçılar barınağı bölgesinden gezmeye başlayabilirsiniz. Burada ayrıca Belediye’nin kafesinde bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Ardından Foça çarşı girişinde bulunan ünlü Girit dondurmacısına uğrayarak Foça’nın nam yapmış sakızlı dondurmasının tadına bakmadan geçmeyin. Ardından Foça’nın şirin çarşısını gezmeye başlayın. Çarşıda hediyelik eşya dükkanları, marketler, butik gibi dükkanlar bulunduğu gibi Foça’nın lezzetli balıklarını tadabileceğiniz balık lokantaları da bulunmaktadır. Foça çarşısı çıkışında ünlü balıkçılar heykelini görebilir ve burada fotoğraf çekilebilirsiniz. Foça çarsısı çıkısında sizi Foça kalesi karşılayacaktır. Foça kalesini gezerken ayrıca Foça kalesi gezi yolunun kenarından başlayan muhteşem deniz manzarasını izleyebilirsiniz. Özellikle gün batımında buranın manzarası gerçekten güzeldir Eğer Foça kalesi yerine çarşının diğer tarafından çıkış yaparsanız burada da sizi deniz manzaralı balık restoranları, pansiyon ve oteller karşılar. Özellikle balık restoranlarında çok taze meze ve balıkları deniz manzarası eşliğinde yiyebilirsiniz. Bu şirin tatil yerinde konaklamak ta isterseniz bu bölgede bir çok pansiyon ve otelde bulunmaktadır. Eski Foça’ya ister günü birlik giderek denize ve doğaya doyabilirsiniz. İsterseniz Foça’da konaklayarak sakin bir tatil yaparak dinlenebilirsiniz.

Konum İçin

ASLI ÇİLDİR

×