Bağlılık, bağımlılığı getirmediği sürece iyidir. Bağlılık durumunda, kendi huyun suyun, kendi alışkanlıkların, tercihlerin, kişiliğin, kısaca seni sen yapan her ne varsa, yerli yerindedir. Güvendedir, zarar görmemiştir. Ve tüm bunlarla, karşındaki kişiyle birşeyleri paylaşma,ortak kararlar alma, iyi kötü tüm durumları birlikte analiz etme fırsatı yakalarsın. Karşındakinin özeline sınırlarına saygı duyarak birlikte güven içindesindir.
Ama bağımlılık öyle midir? Seni sen yapan bütün özellikler bağımlı olduğun kişi karşısında öylesine önceliğini yitirmiştir ki, adeta bir bir silinip, yerini karşısındakinin özelliklerine bırakmıştır.
Onun senin hayatından çıkma, yok olma korkusuyla, verdiğin ödünlerin haddi hesabı yoktur. Ortada iki kişi gibi görünse de, tek bir karar mekanizması vardır. Ve ona uymak zorunda hisseden, kendini yok sayan, bitkin ve mutsuz bir kişi vardır.
Ne zamana kadar peki? duygularının esaretine daha fazla dayanamayıp, tüm ruhuyla “özgürlük ” diye haykırana kadar tabi.
Bağlılık güzeldir. Bağımlılık ise, herkesin dayanma gücüne bağlı bir esaret süreci. Bağımlılık mı? Özgürlük mü? Siz seçin…
Filiz Akkaya
Katılın!
Yorumlar