Seni Nasıl Seviyorum

Seni nasıl seviyorum biliyor musun?

Gözlerinin kahvesi olan içtiğimin, en orta yeri gibi

Rüzgârların esipte, üşütmeyen cinsine denk gelmek

Rüyanın en tatlı anından uyanmamak için direnircesine

Delicesine

İşte öyle seviyorum seni

 

Kış ortasında soba başında ısınırcasına

Yüzünü nisan yağmurlarına tutarcasına

Yada bir annenin ilk bebeğini kucağına alırcasına

Çıldırasıya

İşte öyle seviyorum seni

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yaralıyım

İçimde dindiremediğim bir acı saklı,  Kalbimde söylemediğim kırgınlıklarım, Zamanın boşa geçmesine sinirim saklı, Bu dünyanın adaletine zekam saklı.

Elbet vardır her insan da bir yara, Yaşananlar hafiftir kimisi için aslında, Herkesin vardır bir yarası saklı kalsa da, Ümitsizlik yakışmaz hiçbir zaman onlara

Yaralıyım bu dünyaya yaralıyım zamana, Geçip giden zülme ve savaşa, her şeye Yaralıyım masumların katledilmesine, Yaralıyım islamın ayaklar altına alınmasına

Bir garip Sevda

Bir garip sevdalıyım

O yüzdendir yüreğimin suskunluğu

Yutkunuyorum kırık hayaller

Dökülüyor gözlerimden

Akşam gün batımında

Soluyor kapımdaki begonvillerim

Akşam sefaları küsüyor

Kapatıyor gözlerini

El ayak çekilince

Özlemler duyuyor bahçemdeki ıhlamurlar

Kapı aralığından sazan baharı bekler

Ah begonvillerin aşkı

Ah akşam sefamın küskünlüğü

Rüzgarına kapıldım düşen yaprağının

Suskunum durgunum ezberimde sadece suretin

Tılsımını kaybetmiş baharın

rengi nasıldı sormadan önce

CAN YAKSA DA TATLIDIR AŞK

Böyledir işte aşk derler

Başkası dokunur, senin yüreğine iner

Seven görebilmek için uykuları bekler

Her türlü çile ile örülüdür aşk

 

Sen gözlerine bile nadiren bakarsın

El oğlu bu derdi nereden anlasın

Bir sigara yakıp uzaklara dalarsın

Can yaksa da tatlıdır aşk

 

Ağlayıp sızlasan da olacağı budur

Bu derdin inan çaresi de yoktur

Sen vazgeçme yarin güzelliği hoştur

Yaksa da yok etmez derttir aşk

 

HER ŞEYİM

Ruhumda bir sızı var yine, bütün parçaları tam da tek parçası eksik bir yapboz gibi yaşıyorum hayatı.

Şu kalemi elime ne zaman alsam hipnoz edilmiş biri gibi çocukluğumdan bahsediyorum.

Eksik işte bir şeyler; denizin tuzu gibi, yosunu gibi eksik. Sonra o kalem seni Yazıyor, kelâmda sen olunca, kalem ne yapsın ama bazen çok ileriye gidiyor, seni bana şikayet etmeye kalkıyor. Kızıyorum ona, “Senin ne haddine ona veryansın etmek?” Diyorum, dinlemiyor beni, serzenişlerine devam ediyor. Kim bilir belki haklıdır davasında, yüreğimde ki, ruhumda ki sızıyı kılıç keskinliği ile yazıya dökerek, canını yakmak, kanatmak istiyor senin ruhunu, oysa senin canını yaksa, ben kanarım bunu bilmiyor.

  • Benim ruhumun sızısı sen değilsin ki sadece seni, sensiz yaşamak ağır geliyor bazen. Çok özlüyorum. Öperken koklayarak öptüysen, özleyince burnunun direği sızlarmış ya ben severken çok sevdim, onun için özlerken kalbim sızlıyor.

Keşke yanımda olsan, belki parçası eksik yapboz tamamlanacak. Çocukluğum bile ilk defa çocuk olacak. Göz bebeklerim anlamına kavuşacak, ruhum dinecek, hırçınlığım bitecek… Oysa her gece baş ucumda nefesin var, şahittir bir tek ruhuma eş olan ruhun, kalemim bilmiyor ki bunları. O istiyor ki gece şahitlik etsin, ay ve yıldızlar şahitlik etsin varlığına. Eller dokunsun birbirine, gözler buluşsun. Her gece ruhlarımız dokunuyor birbirine, bu doyumu ifade edebileceğim kelimem bile yok. Ay ve yıldızlara gerek de yok, ay yüzün, yıldızlar da gözlerin zaten.

Hem yanında olanı sevmek marifet mi? Sessiz sedasız, çığlıklarımı içime atarak, sevdim ben seni, bir tek ikimizin duyacağı çığlıklar…

Kolay mı be böyle sevmek? Yakar canını! Zehirim de panzehirim de sensin.

Ben razıyım, ben yeminliyim senden başkasına kör, senden başkasına sağır senden başkasına bir şehir enkaz; eziyet, külfetim.

Ah şu kalemim bilmiyor ki onu kırar atarım, yine de senden vazgeçmem her şeyim!

Seda Özlem Başpınar

 

ÖMÜR

 

Saydım ,
bir ömür kaç kez heba edilirdi.
Lime lime edilmiş kederimi avutacak bahane bulmadım.
Sesli gülüşmeler,ilerde havlayan köpek sesleri.
Hiçbir gülüş sıcak gelmiyor artık.
Perdesi örtük evlerin bacaları dumansız,
Rüzgar esmekten sıkılmış.
Ağaçlar sararmış.
Kuşlar ötmüyor artık.
Bu yolları tanımıyorum ben…

Bazı Kadınları Sadece Sevmeli

 

Bazı kadınları sadece sevmeli

Dokunmamalı

Çok sık bakmamalı

Sevip, şiirler yazmalı

Değer bilmeli

 

Kavuşmamalı onlarla

Karşılık beklememeli

Sever misin dememeli

Ama hiç vaz geçmemeli

Barışmalı satırlarla

 

Bazı kadınları sadece sevmeli

Kutsalın olurcasına

Çıldırasıya

Uyanmamacasına

Sarhoş olasıya

 

 

 

×