Kendime bi’ mezar kazarken buldum
Mezarın içinde ben, benim de içimde sen
Düşünmekten, ağlamaktan yoruldum
Kalbimin içinde sen, kalbinin dışında ben
… Bu hikâyede yanan ben oldum..
Bu hikâye bizim hikâyemiz. Biz kadınların ortak kaderi ve değişmesi gereken hikâyesi;
Esirgemedim sevgimi, ilgimi, şefkatimi kimseden. Kırılgan, incecik bir dal idim ama özenle besledim, büyüttüm, soldurmadım o narin çiçeklerin yapraklarını. Budak budak oldum da kendim budadım gölgesini kederlerimin.. Güneş bana doğmasa da ben ona uzandım. Bulutlu günlerde bile yağmursuz kaldım. Yine de kendi kendime yetiştim, erkenden olgunlaştım. Eğilip bükülmedim. Kırılmadım, kurumadım, çürümedim, her şeye rağmen hep ayakta kaldım.
Üzerime vazifeydi de ondan yettim kimsenin yetişemediklerine ve de yetiştiremediklerine…
Kendi isteklerim için hep eksik ve zayıftım bu yüzden yapamazdım. Ama nedense başka her şeye dayanıklıydım, herkese koşardım. Dedim ya vazifemdi yapardım.
Zaman zaman,
“Yoruldum” dedim, “haklısın” dediler.
“Dinlenmeye ihtiyacım var, yardıma ihtiyacım var, umursanmaya ihtiyacım var” dedim, “haklısın” dediler.
“Duyun beni artık! Benimde sevgiye, ilgiye, şefkate ihtiyacım var” dedim, “haklısın” dediler.
“Sırtımdaki yüklerden, kalbimdeki ağırlıklardan kurtulmak istiyorum” dedim, “haklısın” dediler.
“Yorgunum, mutsuzum” dedim, “haklısın” dediler.
“Birazcık eğlenmeye, dinlenmeye, kendimi dinlemeye ihtiyacım var” dedim, “haklısın” dediler.
“Kendi tercihlerimi yapmak, kendi hatalarımın sonuçlarını yaşamak istiyorum” dedim, “haklısın” dediler.
“Hayallerim vardı hep ertelediğim, hep vazgeçtiğim. Yeniden onlara ihtiyacım var” dedim, “haklısın” dediler.
Hep hak verdiler ama hiçbir zaman hakkım olanı vermediler.
“Haklısın” demek; “ama olmaz, ama hayır, ama ne gerek var, ama boş ver, ama vazgeç, ama gitme kal, ama hep böyle kal” demekti.
Ben nelerden vazgeçtim, ben nelere katlandım, ben ne çok eksildim, ne çok yara aldım da hiç kimse farkında olmadı.
Ne dallar gövdesinden kırıldı, koparıldı. Ne canlar yitti de yapılması gerekeni, olması gerekeni ancak anladım.
Haklı olduğumu biliyordum, hakkım ne biliyordum, bu hiç değişmedi. Ben sadece bana öğretilen yanlışları kendi doğrularımla değiştiriyorum.
Ben artık kimsenin hakkım olanı bana vermesini beklemiyorum, kendi kendime hakkımı veriyorum.
Çünkü ben “GÜÇLÜYÜM”
Çünkü ben “DAYANIKLIYIM”
Çünkü ben “YETENEKLİYİM”
Çünkü ben “DEĞERLİYİM”
Çünkü ben “BAŞARABİLİRİM”
Çünkü ben “AZİMLİYİM”
Çünkü ben “SEVGİ DOLUYUM”
Çünkü ben “ŞEFKATİN TA KENDİSİYİM”
Çünkü ben “FAZLAYIM”
Çünkü ben “EMEKÇİYİM”
Çünkü ben “KADINIM”
Çünkü ben “HAKLIYIM”
Katılın!
Yorumlar