2 – Yüz Üstüne Çıkmamış Yalanlar
Öncelikle kitabıma hoş geldiniz sizleri burda görmek çok güzel tekrar tekrar teşekkür ederim iyi okumalar dilerim .
Hiçbir Tesadüf Senin Kadar Muhteşem Değildi .
Ben anlatamadım. içimde biriktirdiğim, boğazımda düğüm düğüm olanları anlatamadım. Gülüşlerin arkasına sığındı gözyaşlarım. Boğazımın ortasında yumru oldu yutkunamadım. evime sığamadım, geceleri de uyuyamadım, nefes alamadım bazen. Geçmedi anlatamadım. Ben her zaman çok sevmenin yeteceğini düşünürdüm şimdi ise size, çok sevmenin yetmediği kalbimde ki derin acıların birer birer yok olmadığı, kimseyi bir daha sevemediğim yerden yazıyorum …
Karanın gözlerime iğneleyici bakışlarının ardından Çağanı sonunda fark etmiştim üzerine giydiği siyah tişörtü yavaşca düzelterek gözlerimizin kısa bir süreliğine buluşmasını sağlamıştı beni fark ettiğini anladığımda artık bir çok şeyin daha kolay olacağını düşünmüştüm Çağanın yanında bana ayrılan sandalyeye geçerek oturdum kırmızı elbisenin verdiği etkileyici bakışların altından kalkmak hiçte zor olmamıştı aslına bakılırsa Karan gülümseyerek Çağana döndü boğazını temizledikten sonra ” Çağan seni Devin Ceyhanla tanıştırayım kendisi üniversitemizin yeni öğrencisi senin de yeni öğrencin ” dedi beni göstererek Çağan anında bana dönerek elini yavaşca uzattı ardından bende elimi uzattım selamlaşarak ” Memnun oldum Devin Hanım ” demişti gülümseyerek karşılık verdim ” Bende memnun oldum Çağan bey ” diyerek elimi sakince çektim sonuçta bu oyunu oynayacaksam zoru oynamalıyım gözlerimi Karana çevirdiğimde istemsiz kötü bakışlarıyla karşılaşmıştım bakışlarım bir o kadar onunkiler kadar acımasızdı yutkunarak sağımda duran kırmızı şarap kadehini elime aldım ardından dudaklarımın arasına aldığım şarap kadehininden bir yudum alarak tekrar masaya bıraktım boğazımda oluşan hafif tatlı acılık beni zinde tutuyordu adeta gülümseyerek Karana bakmaya devam ettiğimde Çağana döndüm ” Bu sene siz olduğunuza göre kesin olarak sınıf atlaya bilirim ne de olsa harika bir uzman İngiliz Dili ve Edebiyatı öğretmenisiniz ” dedim gözlerimden yansıyan parlaklığı eminim o da fark etmiştir ki ” Devin eminim ben olmasam bile sınıfı atlaya bilirsin ne de olsa sende benim zeki öğrencilerimden birisin ” diyerek masadan aldığı beyaz şarap kadehini kaldırıp ” Aramıza yeni katılan zeki öğrencime Devin Ceyhan’a ” dedi kadehini kaldırıp bana baktı tebbesüm ederek masadan aldığım kırmızı şarap kadehimi ona doğru kaldırıp yavaşca dokundurdum ardından tekrar bir yudum daha alarak masaya geri bırakmıştım Karan öksürerek araya girdiğinde ” Ablam nasıl Çağan ? ” Dedi sanki bir pot kırmış gibisinden Çağana kızgınlıkla bakan gözleri alevlenmişti Çağan ise istifini bozmadan gülümsedi ” Ablan iyi Karan evimde beni bekliyor ” dedi Çağan sanki Karanın ne yapmak istediğinden haberi varmışcasına yavaşca ayağa kalktı bana doğru dönerek elimi eline aldı dudaklarını sıkıca bastırarak öptü neler olduğunu anlayamadan elime kimsenin görmeyeceği bir kağıt parçası tutuşturarak Karana döndü ” İyi akşamlar Karan Karahan ” diyerek masadan hızla uzaklaştı onun gitmesinin ardından yerine oturarak elime tutuşturduğu kağıt parçasını hemen açtım üzerinde yazan ” Beni Çıkınca Ara 054********* ” diyordu not’da şaşkınlıkla Karanın gözlerine baktığımda kağıdı ona uzattım Karan yüzünde belirli bir gülümseme ile bana doğru döndüğünde ” Harika ! ” Diyerek zafere bir adım daha yaklaşmışcasına güldü ama anlamadığım tek şey Karanın ablasının Çağanın evinde ne işi olduğuydu sorumu ona sormaya hazırlarken Karanın da ayağa kalkmasıyla sözlerimi yutmuştum ” Bugünlük bu kadar yeter hadi odana döne bilirsin yarın erken saatte kalk sana bir kaç detay vermem gerek ” demişti oturduğum sandalyeden kalkarak onun dediğini yapmıştım yavaş adımlarla restorantdan çıkarak asansöre doğru yöneldim önümde duran düğmeye basmamla asansörün gelmesi bir olmuştu hızla içine geçtiğimde çıkacağım kat numarasına bastığım sırada asansörün kapanan kapısından araya bir el girdiğini fark ettim şaşırmış tavrımla kim olduğuna baktığımda kişinin Karan olduğunu gördüm yavaşca açılan asansörün kapısından geçerek tam yanımda dikilmişti ne kadar konuşmak istemesemde ona doğru döndüm ve o sorumu sormak için sesimi düzelterek ” Neden bana ihtiyacın var ve beni nerden buldun Karan ? ” Dedim çelimsiz sesim ile umutla cevap bekliyorken ama o karşımda sadece susuyordu tek bir cevap bile vermeden gideceği katın düğmesine basmak için yönelmişti ki kolundan hızlıca tuttum ” Eğer seninle çalışmamı istiyorsan sorularımı cevaplamalısın Karan Karahan ” Dedim kükreyen tehtitkar sesimle anında asansörün duvarına yapıştırmıştı beni sertçe boynumda beliren elleri boğazımı sıkmak için bekliyordu ” Sana sadece bir kez açıklama yapıcam senin işin sadece o piçi kendini aşık etmek o kadar başka öğreneceğin bir halt yok anladın mı Devin ! ” Dedi yüksek sesiyle gözlerinde parlayan ateşin kıvılcımlarıydı ki bu ilk kez görüşümdü ve son olmayacaktı .
Asansörün kapısının açılmasıyla Karan benden uzaklaşmıştı inmem için işaret yaptığı sıra da ben çok geçmeden asansörden çıkmıştım sesimin zorlukla çıkmasıyla ” İyi Akşamlar Karan Bey ” demiştim o ise sadece her zaman yaptığı gibi sessiz kalmıştı yavaş adımlarla koridora girdiğimde odama doğru ilerledim hayatımın bir günde nasıl bu kadar değiştiğine anlam veremiyordum artık,kolumda duran çantamdan odanın anahtarını bulmak için elimi iyice cantada gezdirdim şınğırdanan sesi duyduğumda anahratı elime alarak çantadan çıkardım odamın kapısının önüne geldiğimde anahtarı otomatik olarak dokundurarak açılmasını sağladım kapıdan içeri adımımı atmamla ışıkların yanması bir olmuştu rahat bir nefes alarak içeri geçerek anahtarı yuvasına koydum , ayaklarımda ki topukluları yavaşca çıkartarak yere bıraktım elbisemin kenarında duran fermuarı dikkatle açarak elbisenin üzerimden usulca kayıp ayaklarımın dibine düşmesini sağladım hemen sonrasında saçlarımı açarak vücuduma narince değmesini sağladım tüylü halıda birer adım ilerleyerek banyonun kapısını araladım banyoya hızla göz gezdirirken duşa kabinin sağ tarafında ki jakuziyi fark ettim içimden neden şimdi girmeyeyim ki derken usulca jakuziye doğru ilerledim ne de olsa bu lüks zengin hayatını merak ediyordum elimle jakuzinin suyunu açtığımda suyun sıcaklığını ayarlamaya çalışmıştım yavaşca suyun dolmasını beklerken yere çömelerek oturmuştum sırtımı soğuk duvara yaslayarak bir kaç saniyeliğine de olsa soğukluğu bütün bedenimde hissetmişti bacaklarımı kendime doğru çektiğimde ise başımı yavaşca kendime doğru çektiğim bacaklarıma koydum ardından gözlerimi kapattım beynimde dönüp duran düşüncelere bir saniyeliğine durdurmak istemiştim hala anlamadığım bir çok durum olmasına rağmen ben neden bu kadar rahattım ya da Karanın gözlerinde ki hırs neden bu kadar büyüktü Çağan ona ne yapmıştı ki ondan delicesine nefret ediyordu bilmek istiyordum düşüncelerimden bir anlığına kurtularak odanın içinden gelen telefon sesiyle irkildim gözlerim anında açıldığında yerden elimle destek alarak kalktım banyodan çıkarak odama doğru yürüdüm yatağımın üzerinde duran telefonun ışığı yanıyordu yatağa daha fazla yaklaşarak telefonu elime alarak yatağa oturdum titreyen ellerimle telefona dikkatle baktım 50 den fazla aramanın olduğunu fark ettiğimde duraksadım annem,babam ve cevremde ki bütün arkadaşlarım en az iki defa aramıştı başıma istemeden vurarak ” lanet olsun! ” demiştim endişe verici sesimle ” nasıl haber vermeyi unuturum ” dedikten hemen sonra annemi istemeye istemeye aramak için telefon numarasını cevirmiştim kalbimin yüksek sesle atışından hemen sonra annemin yüksek sesini kulaklarımda işittiğimde ” Devin nerdesin sen ne halt ediyorsun sana kaç saat boyunca ulaşmaya çalıştık haberin var mı ?! ” Dedikten sonra derin bir nefes aldım ” Anne sakin ol yurtta uyuya kalmıştım yeni uyandım ve yeni gördüm aradığınızı ” dedim yalandan uykulu sesimle annemin rahatlamış sesini kulaklarımda işitince ” Tamam kızım sanırım biz biraz abarttık ama ne biliyim koca şehirde yaşıyorsun artık başına ne geleceğini bilemem ki kızım ” dediğinde gözlerinden akan yaşın sesini bile hissede biliyordum sanki ” Tamam anne artık kapatmalıyım yarın erkenden okulda olmam lazım iyi geceler ” dedikten hemen sonra telefonu kapattım telefonu yatağımın üzerine koyduğum sırada jakuzinin suyunu kapatmadığım gelmişti ” ahh hayır ! ” Diyerek hızla ayağa kalkmamla ayağıma kadar gelen suyun kayganlığı ile yere sertçe düşmem bir olmuştu ” Lanet olsun bi bu eksikti !! ” dediğimde kapının sertçe tıklandığını duymuştum ” Bu saatte kim ki acaba ? ” Yerden destek alarak kalktığım gibi hemen lavaboya doğru yavaş adımlarla duvarlara tutunarak ilerdim jakuzinin suyu artık her taraftaydı başıma büyük bir bela almıştım sanki senin neyine jakuziye girmek duşa kabin varken jakuzide neymiş en sonunda büyük uğraşlarım sonucu sonunda musluğu kapata bilmişti ki kapıda olan her kimse hiç vazgeçmemişti kapıya yumruk atmadığı kalmıştı ıslanan ayaklarımla lavabodan çıktığımda odanın kapısına doğru yöneldim kapıyı hızla açtığımda karşımda duran kişi Karanın ta kendisiydi Karan afalayarak bana baktığında arkasında ki aynadan kendimi neredeyse çıplak bir şekilde göre biliyordum ” Ha sık****** ! ” Dedikten sonra kapının arkasına geçişim bir olmuştu Karan odanın içine girdiğinde ise ” Git üstüne doğru dürüst bir şey giyin ! ” Diyerek sesini yükseltmişti ne kadar böyle çıkmamam gerektiğini bilsemde o benim odama böyle gire bilme hakkını buluyordu ” Ne işin var burda senin asıl sen çık odamdan ! ” Dedim yükselen sesimle o sırada Karan ise ıslanmış olan ayakkabılarına bakıyordu ” Sen burda naptın ya her taraf su ? ” Dedi zorlukla sinirlenmeden sorusunu sorarak,istemeyerek ” Jakuzinin suyunu kapatmayı unutmuşum ” dediğimde ise solukla nefesini vermişti üzerinde ki siyah çeketi çıkararak koltuklardan birine doğru fırlattı ardından gömleğinin kollarını ilikleyerek odanın kapısına doğru ilerledi yanımda geçerek kapıyı açtı karşısında duran temizlik arabasının içinden bir kaç bez ve çekpas alarak odanın içerisine geri geldi ne yaptığını anlamaya çalışırken ” Hadi bakalım git üzerine düzgün bir şey giyin de temizlik yapalım ” dedi ne kadar iyi biri gibi görünsede soğuk bakışları bana bir kez daha onun ne kadar kalpsiz biri olduğunu hatırlatıyordu yavaşca odama doğru yürüdüğümde dikkatsizce ayağımın hızlı bir şekilde kaymasıyla kendimi Karanın kollarında bulmam bir olmuştu ne kadar ondan uzaklaşmayı denesem de beni kolları arasında sıkıca tutuyordu ” Madem sen gidemiyorsun “ dedikten hemen sonra aniden belimden kavradı ve kollarıyla beni kucağına sıkıca aldı neler olduğunu anlamadan kendimi çoktan yatağımda bulmuştum ” İstersen üstünü de ben giydireyim ? ” Dedi alaycı sesiyle sanki şaka yapmak istermişcesine fakat yüzümün anında kıp kırmızıya dönmesini engelemek için ” Sağol sen çıkarsan giyinicem ” dediğimde kapıya doğru yürüdü ve odadan çıktı üzerime giyinmek için yerde duran bavuluma doğru ilerledim fermuarını hızla açarak içinde duran siyah şortumu ve beyaz tişörtümü çıkardım bacaklarımdan geçirdiğim şortun düğmesini sıkıca kapattım fermuarını çektikten sonra üzerime bir çırpıda giydiğim beyaz tişörtü de geçirdikten hemen sonra Karanın olduğu yere doğru yürüdüm onu karşımda gördüğümde eline aldığı çekpası banyoda yavaş yavaş çekiyordu beni gördüğünde ise omuzunda duran bezlerden birini bana atarak ” Hadi bakalım başla yerleri silmeye ” dedi kendi işine yönelerek devam etti elime aldığım bezle onun çekpasla çektiği yerleri yavaşca eğilerek siliyordumki aklıma ” Neden buraya geldin ? ” Diyerek sormak gelmişti yorgunlukla çıkan sesimle Karan soluklanarak bana döndüğün de ” Otelden aradılar çok ses geldiğini söylediler bende geldim ” demişti Karan yüzüme bakarak konuşmasını sonlandırdı utancımdan yerin dibine girecektim derin bir nefes aldım ve yerleri büyük bir gayretle silmeye devam ettim .
Yerleri silme işi bittiğinde bizim de işimiz bitmiş gibiydi Karan banyodan çıktığında ıslanmış olan gömleğin düğmelerini yavaşca açtığında gözlerim onun baklavalarına kaymıştı gözlerimin hızla büyüdüğünü gördüğünde ” Sen nereye bakıyorsun ? ” Diyerek gözlerimin içine baktı anında gözlerimi ordan kaçırarak yutkundum ” Hiççç yerleri siliyordum ” dedim kendimi düzelterek ayağa kalktım yorgunluktan ıslanan saçlarımı geriye atarak nefes alışverişimi düzenledim Karan elinde ki gömleği çeketinin olduğu yere koyarak bana döndü ” Yanında hiç geniş tişört var mı ? ” Diyerek sordu aklımda bavula neler koyduğumun şeması belirdiğinde babamdan aldığım geniş tişörtü hatırlamıştım büyük bir sevincle ” Evet bavulumda olması gerekiyor ” diyerek odama doğru yürüdüm odama girdiğimde ise yerde ki bavulun içini iyice bakarak tişörtü bulmaya çalışmaya başladım bir kaç saniye sonra sonunda bulmuştum tişörtü elime almamla hızla ayağa kalktım arkamda beliren Karanın vücuduna çarpmam bir olmuştu ona doğru döndüğümde ise baklavalarıyla bizzat göz göze gelmiştim bir kaç adım geriye giderek ondan uzaklaştım fakat o belimde kavradığı gibi kendisine doğru çekmişti vücudumu gözleriyle vücudumu incelerken elimde ki tişörtü kaptığı gibi hızlıca giyinmişti bile sonrasında ise teşekkür bile etmeden koltuktan aldığı ceketi ve gömleğini eline alarak kapıya doğru yöneldi ne kadar onu kapıdan geçirmek istemesemde koridora çoktan çıkmıştım kapıyı yavaşca açarak dışarı çıktı ardından büyük bir gürültü ile kapıyı sertçe kapadı yüzüme esen soğukluğu ile birlikte gitmişti o da , onun gitmesinden hemen sonra odamın kapısını kapatarak yatağıma uzandım saatin epey geç olduğunu fark etmem pekte uzun sürmemişti telefonumu baş ucuma koymadan önce saati yediye kurmuştum ardından sağ tarafıma dönerek yastığıma iyice gömüldüm yavaşca gözlerimi yarıladığımda artık derin bir şekilde uyuya bileceğimin farkına vardım .
Alarmını derinden gelen sesiyle uyandığımda telefonun ekranını alarmı kapatmak için kaydırmıştım üzerimden attığım çarşafla birlikte bedenimi yeni güne hazırlamak için yataktan kalkmıştım yerde duran tüylü tetkikleri ayağıma geçirdikten sonra bavulumda yönelmiştim eğilerek bavuldan çıkardığım mini siyah elbiseyi ve beyaz deri çekti yatağımın tam üzerine koymuştum üzerimde ki şortun düğmesini ve fermuarı açtıktan sonra şortu çıkartarak bavulun içine fırlattım bu sefer üzerimde ki tişörtü çıkardıktan hemen sonrasında yatakta duran siyah elbiseyi i vücuduma geçirerek karşımda duran aynaya doğru baktım tam idael bir elbise olduğunu anlamamla çeketi de üzerime giymem bir olmuştu , saçlarıma nasıl bir şekil vermeyi düşünüp duruken telefonuma gelen bildirimle komidi nin üzerinde duran telefonumu elime alarak gelen bildirime bakmıştım mesaj Karandan gelmişti ” 10 dakikaya hazır ol lobide seni bekliyorum ” demişti mesajında telefonu hızla yatağa bırakarak yanıma almam gereken çantamı hazırlamıştım anında hızlı adımlarla koridora çıktığımda ise bavuldan çıkardığım spor ayakkabımı giymem gerektiğini hatırlamıştım çekecek yardımıyla beyaz ayakkabımı giydiğimde omuzuma aldığım çantayla birlikte odadan çoktan çıkmıştım çantamdan çıkardığım anahtarla odayı kitleyerek asansöre doğru yöneldim asansörün yanına geldiğimde düğmesine basarak bekledim bir kaç saniye sonra kapısı açıldığında içine girdim lobi katının düğmesine bastığımda kalbimin sesini duya biliyordum artık bu yolda yürümek gerektiğinin farkına varmıştı ve benim pes etmeye hiç niyetim yoktu asansör lobi durmuştu kapısı yavaşca açıldığında içinden çıktığım sırada Karanı ve yanında duran Çağanı fark etmiştim ama enteresan olan şey ise Çağanın hemen yanında duran kadındı kızılımsı saçları ve mavi gözlerinin ardında yatan neydi veya kimdi bilmiyorum ama Çağan için önemli biri olduğunun farkına varmıştı beni gören Karan ise yüzünde ki tebbesümle birlikte adeta beni çağırıyordu yavaş istemsiz adımlarla onlara doğru ilerlerken tam karşılarında durmuştum Karan ileri bir adım atarak ” Hoş geldin Devin seni ablamla ve eşiyle tanıştırayım ” dedi sinsi planını devreye sokarken şaşkınlıkla gülen yüzümü bir kez daha ikisine yöneltmiştim kadın elini uzatarak gülümsedi ” Tanıştığımıza sevindim Devin ben Bilge Karanın ablasıyım ” dedi onun elini sıkmamı beklerken aynı özenle bende istemsizce gülümseyerek ” Memnun oldum Bilge Hanım ” elimi onun eliyle birleştirdim yavaşca sıkarak Karana döndüm sert bakışlarının ardından Karan devam etti ” Devin ve ben kendi aramızda nişanlandık ” dediğinde ise şaka yapıyor sanmıştım ama meğersem bütün planı buymuş ve bende onun elinde olan kuklaydım ama şimdi önemli olan tek şey benden başkası değildi Karan yavaşça kolumu kavradı ve ardından elimi ellerine kilitleyerek sıkıca tuttu şaşkın bakışlarımdan kurtularak ona baktığımda yüzünde beliren o gülümseme beni bu oyunu oynamaya teşvik ediyordu sanki içimde hırslanan ateşi körükleyerek bu oyuna dahil olmak için küçük bir hamle yapacaktım ” Aslında işleri bu kadar uzatmak istemiyoruz hatta Karanla evlilik tarihi almak için bugün haberleşmiştik ” Dedim büyük bir özgüvenle kaşlarını çatan Karana döndüğümde o eşsiz gülümsememi göstererek Karanın elini bir kez daha sıkı sıkıya tuttum Bilge’ nin yüzünde ki sevinçli ifadeyle yanıma yaklaşarak sıkıca vücuduma sarılarak Karanla ikimizi kutlamıştı vücudunu geri çektiğinde Bilge’nin elleri anında Çağanın ellerine kaymıştı Çağan ne kadar tutmak istemesede daha fazla zorlamadan Bilgenin elini tuttu Bilge gülümseyerek bana baktığında ” Umarım sizde bizim kadar mutlu olursunuz , öyle değil mi hayatım ” dedi sevinçle Çağanın yanağından öperken artık bütün taşlar yerine oturduğunu fark etmiştim Karan ablasının kocasıyla yatmamı hatta aşık olmasını bile istiyordu fakat bazı şeyleri değiştirmek her zaman kötü şeyleri beraberinde getirmez di ya da getirir miydi ?
Peki bu oyunu oynamaya hazır mısın Karan Karahan ?
Devam Edecek …
Yeni bölümü nasıl buldunuz yorumlarda buluşalım ?
Katılın!
Yorumlar