1 – Kaçmak Korkaklar İçindir
Kitabıma şans verdiğiniz için teşekkür ederim iyi okumalar dilerim 🙂
” Yalnızlığın yaraların ve hatıraların yaralarını iyileştireceğim . Ve senin parçalanmış parçalarını , içindeki fırtına dinlene kadar tutacağım , onları bir araya getirip seni iyileştireceğim . Nefeslerini ölümden çalacağım ve içini yeniden umutla dolduracağım . Sana ışığın ne olduğunu göstereceğim. Korkuyorsun biliyorum ama sadece elimi tut ve bırakma . Yeri terk etmekten korktuğunu biliyorum ama bir kez ayağa kalkarsan sendelemene izin vermeyeceğim seni tutacağım kendi başına yürüyebilene kadar bir daha asla düşmeyeceksin tüm o metal zincirleri kıracaksın küçüğüm ”
Elinde ki bavulu sıkıca tutan babam sanki hiç gitmemi istemiyormuş gibi bana zorlukla da olsa vermişti burdan gidiyorum diye üzülen anneme baktığımda ise göz yaşları sonunda akmayı bırakmıştı ne kadar gideceğim için mutlu da olsam sanırım üzülüyordum derin bir nefes alarak annemin kolları arasına yavaşça sokuldum o taze yeni çıkmış çamaşır kokusunu bir kilometre öteden bile alıyordum saçlarımı büyük bir özenle okşayarak kulağıma sesizce fısıldadı ” Kendine dikkat et kızım biliyorsun o haberlerde neler duyuyoruz istanbul hiçte tekin değil biliyorsun ” dedi korku ve acı dolu gözlerini bir kez daha kırptı sanki neler yaşayacağımı önceden görmüş gibi ardından babam cebinden çıkarttığı bir kaç yüzlükten sadece bir tanesini avucuma koyarken anlamıştım ailen nin ne demek olduğunu fakat bunu değiştirecek kişi de bendim aslında İstanbul’u seçmemin bir nedeni vardı sırf üniversite için değildi hayatımı yeniden başlatmanın ilk adımı İstanbul’dan geçiyordu ve planlarda ufak bir değişiklik
” Asla aşık olma ! ” demiştim içimden uçağın içine girdiğimde elimde ki parayı pantolonun cebine sıkıca koymuştum diğer elimle tuttuğum uçak biletinin koltuk numarasına baktım ” 13A nerde bu koltuk ? ” diyerek gezinirken tam sağımda olduğunu gördüm fakat bir gariplik vardı neden koltuğumda ben değil başka biri vardı ki koltukta oturan adama döndüğümde ” Pardon burası benim yerim acaba yanlış mı oturdunuz? ” dediğimde adam kaba bir şekilde bana baktı elindeki bileti gözlerimin içine sokarak ” Al bak burası 13 A değil mi ! ” dedi sertçe yükselen sesiyle uçak hostlarından biri bana yavaşça yaklaştığında ” Hanımefendi biletinize baka bilir miyim ?” Dedi karşımda ki görevli adam bileti ona uzattığımda o da eminim bir gariplik olduğunu anlamıştı bileti tekrardan bana verdiğinde karşısında ki arkadaşına seslendi ” Boş koltuk var mı Ecrin Hanım ? ” dedi üsluplu sesiyle kadın kısık sesiyle ona döndü ” Evet Mehmet bey First Class’ta boş koltuk var ” dediğinde adam yolu gösterircesine yürümemi bekledi yavaş adımlarla farklı bir kabin tarafına girdiğimde bu kadar lüks ola bileceğini düşünmemiştim karşımda Ecrin hanım gülümseyerek boş olan koltuğu gösterdi ” First Class’a Hoş geldiniz iyi uçuşlar dileriz ” dedikten sonra yanımda hızla ayrıldı bana gösterdiği boş koltuğa oturduğumda camdan beliren gökyüzünün o nadir kırmızı pembe tonlarına bürünmüş halini gördüğümde gülümsemiştim karşımdan yükselen sesin soğukluğu ile irkildim ” Kemerinizi bağlayın hanımefendi ! ” dedi kumral saçları ve mavi gözleri olan beyfendi şaşkınlıkla ellerim titreyerek kemeri tuttum bunun nasıl yapıldığını anlamam biraz geç olduğu sırada adamın yardım ederek kemeri taktığını fark ettim ” First class’ta ilk uçuşunuz sanmıştım ama yanılmışım sizin uçağa ilk binişiniz sanırım ” dedi imalı cümlesiyle ” Yardımınız için teşekkür ederim ” dediğimde elini uzatarak ismini telaffuz etti ” Karan Karahan ” dedi karşılık vermemi istermişçesine elimi gram kıpırdatmadan ” Devin Ceyhan ” dedim soğuk ama bir o kadar sakin tavrımla gözlerini yavaşca kısarak ” Demek biraz mesafeliyiz İstanbul’a ilk gidişiniz olmalı bu kadar dikkatli davranmanız dan belli ama sizi uyarayım İstanbul kara delik gibidir ne zaman nerde ortaya çıkacağı belli olmaz en güvensiz anınızda ortaya çıkar ve o zaman kontrol sizde değil artık onun elinde olur ” demişti ciddi ses tonuyla derin nefes alarak ” Uyarınız için teşekkür ederim ama sanırım kendi başımın çaresine baka bilirim ” dediğimde vücudunu gevseterek koltuguna iyice yaslandı . Uçak yavaşca havalandığında kalbim nerdeyse duracak gibiydi derin derin nefes alarak gözlerimi kapattım içimden ona kadar saydım ” 1…2…3…4…5 ” dedim içimden saymaya devam ederken Karan beyin öksürüklü sesi beni gözlerimi açmaya zorlamıştı adeta gözlerimi açtığımda çoktan uçağın havalanıp bulutların arasında olduğunu yanımda ki pencereden göre biliyordum karşımda ki adam ise elinde bir bardak şampanyı içtiğini gördüğümde hiçte garipsememiştim Karan diğer elinde ki şampanyayı uzatarak ” İstanbula ilk gelişine kadeh kaldırıyorun umarım her şey dilediğin gibi olur ” dedi bana uzattığı şampanya bardağını elime aldığımda bir yudum almak için dudaklarımı bardağa götürdüm ve yavaşca içtim boğazımdan kayıp giderken içimde garip bir his bırakan tadı daha fazla içmeye zorluyordu sanki ama anında pes ederek bardağı sağımda duran masaya koydum gülümseyerek ” Teşekkür ederim ” dedikten hemen sonra gözlerim çantamda duran telefonuma döndü telefonu elime aldığımda bir çok mesaj olduğunu görmeyi beklerken sadece en yakın dostumun mesajı vardı ” Canım benim İstanbullarda dikkat et olur mu en kısa zamanda bende seni ziyaret etmeye gelicem seni çok seviyorum en yakın dostun Deniz ” onu o kadar çok özlemiştim ki şimdiden bile ağlayasım geliyordu ama dikkatimi tek çeken kişi şuan karşımda oturan Karan beydi çünkü nedendir bilinmez gideceğim okulun soyadına sahip acaba sahibi ya da onun gibi bir üstünlüğü mü var sormak için hamle yaptığımda önümden kalktığını fark ettim nereye gidiyordu şimdi sesim bir anlığına yüksek çıkmıştı ki ” Karan bey Karahan Koleji ile bir bağınız var mı ? ” Dedim şaşkın bakışlarımla bunu yüksek sesle mi söylemiştim diye düşünürken arkasına döndü ve ” Oranın da sahibiyim evet Karahan Holdingin CEO’su tam karşında duruyor Devin Ceyhan ” dedi kendinden emin sesiyle devam etti ” Şimdi başka sorunuz yoksa lavaboyu kullanacağım ” diyerek yoluna devam etti büyük bir utançla koltuguna gömüldüğümde pencereden dışarıya kayan gözlerimle gökyüzünün eşsiz güzelliğini seyrettim ki gözlerime ağırlık binmiş gibiydi kapanmaktan başka yapacağı bir şeyi yoktu bende uyumak için doğruldum ve rahat koltuguna tadını çıkardım.
Vücuduma değen bir elle gözlerim hızla açıldı neler olduğunu anlamadan o eli döndürdüm canı yanana kadar sıktığımda ” Devin benim Karan elimi bırak ! ” Dedi zorlukla çıkan sesiyle Karan beyin olduğunu gördüğüm anda hemen bıraktım üzerimde olan çekti fark ettiğimde ayağa kalkmak için hamle yaptım adam elini ovuşturarak içinden resmen bana hakaret ediyordu ” Karan bey ben çok üzgünüm uykudan kalktığumda böyle yapa biliyorum gerçekten üzgünüm ” dediğimde ise soluklu sesini yere düşen çeketini aldığında duymuştum ” Tamam sıkıntı yok iyi günler dilerim Devin hanım ” diyerek çeketini bir çırpıda giyinerek arkasına bile bakmadan uçaktan ayrıldı koltukta duran çantamı ve yere düşmüş olan telefonu alarak çantama attım hızla ucaktan inmek için ilerledim kapısına geldiğimde çıkıp havaalanına doğru yürümeye başladım o an tek düşündüğüm nerde olduğumdu havaalanın kapısından girdiğimde karşımda duran okları takip ettim el bagajımı almak için dönen bantlara doğru ilerledim elimde tuttuğum telefonun çaldığını gördüğümde hızla açtım annemin ağlamaklı gelen sesiyle ” Kızım indin mi uçaktan nasıl geçti bavulunu almayı unutma bak ” dediğinde duraksadı ” Annem merak etme şuan indim şimdi bavulu bekliyorum ” dediğim de bantların açıldığını ve bavulların tek tek çıktığını gördüm telefonda olan anneme ise ” Kapatmam lazım annem ben okula vardığımda seni tekrardan ararım ” diyerek telefonu kapattım kendi bağajımı gördüğüm anda hemen banttan çekip yere koydum kolunu çekerek kendime göre ayarlayıp çıkışa doğru yöneldim havaalanından çıktığımda karşımda beliren taksilerden birine atlamak için hızla ilerledim fakat karşıdan gelen adam çoktan taksiyi almıştı ” Pardon ama bu taksiyi ilk ben gördüm ! ” Diyerek takside ki adama baktım adam hiç istifini bozmadan taksiciye ” Bostancıya lütfen ” diyerek gözümün önünden taksiyle gitmişlerdi ” lanet olsun bir taksi bile bulamadım ” dedim kendi kendime söylenip dururken arkamdan yükselen korna sesiyle irkildim yola döndüğümde büyük siyah bir minibüse benzer araba karşımda duruyordu kapısı açıldığında ise karşımda Karan beyi gördüğümde şaşırmamak için kendimi zor tutmuştum neden burdayı hani sinirlenip gitmişti o an tereddüt ederek ona yaklaştım ” Devin hanım sizi nereye gideceksiniz bırakalım lütfen ” dedi düzgün üslubuyla ne kadar hayır demek istesemde
” Neden olmasın ” dedim Karanın gözlerine sarsıtıcı bakışlarımla bakarak Karan ise bu cevabımdan etkilenmiş olacak ki sinsice güldü arabada ki adamına seslenerek ” Efe koş Devin hanımın bavulunu al ” dedi adamı hemen koltuktan inip yanıma gelerek elimde ki bavulu alıp arabanın bagajına doğru götürdü Karan binmem için oturduğu deri koltuktan ayağa kalkıp elini yavaşca bana uzattı elimi onun eline doğru verdiğimde sıkıca tuttu binmem için kendine doğru çekti belimden yavaşca kavrayarak kollarını bedenime doladı elimi hemen çektiğimde karşısında ki koltuga oturmak için yöneldim ” Lütfen beni yanlış anlama Devin ben sadece yardımcı olmak istiyorum sana ” dedi mütevazı tavrıyla Karana baktığımda gözlerinde ki o sinsi bakışlarını hissede biliyordum sanki ya da neler ola bileceğini gülümseyerek ” Yardımınız için teşekkür ederim Karan bey aksine çok mutluyum sizinle olmak çok iyi ” dediğimde Karan bir bacağını kaldırıp diğer bacağının üzerine koydu ” Buna sevindim seni nereye bırakalım ” diyerek bir kaç dakika sonra arabaya binen şoförüne döndü ” Devin hanımın istediği yere kadar bırakıcaz Efe haberin olsun ” dedi bakışları hala benim üzerimde oluşu artık pekte rahatsız hissetmeme neden olmuyordu ” Karahan Koleji ” dedim Karana bakarken şöför ise arabayı çalıştırarak yola devam etti ” Ee Devin hanım üniversitemizde hangi bölümdesiniz ? ” Dedi benim hakkımda bilgi almaya çalıştığını farkındaydım ” İngiliz Dili ve Edebiyatı ” dediğimde gözlerinden parlayan ışığı fark etmiştim ” Harika gerçekten tam da size yakışan bir bölümü seçmişsiniz ” diyerek gülümsedi elimde ki telefona istemsizce baktığımda duraksadım ” Peki siz Karan bey siz bu hayatta ne yapmak istiyorsunuz ? ” Dedim sorum karşısında afalayarak kaldı ardından yavaşca tebessüm ederek oturduğu yerden kendini düzelterek bana dikkatle baktı ” Güzel soru ama asıl önemli olan ne yapmak istediğim değil ne yapmamak istediğim mesela şuan yanımda olman gerekiyordu ve oldu da bu yapmak istediğim bir şey di yapmamak istemediğim ise başarısız olmak ” dedi korku dolu sesini işittiğimde yutkundum ” Yani siz şimdi buraya binmemin ya da gelip sizin yanınıza oturmamın bir tesadüf olmadığını mı söylüyorsunuz ? ” Dediğimde büyük bir kahkaha attı dikkatle beni incelerken ” Ah çok akıllı birisin Devin aslında daha erken fark etmeniz beklerdim ama olsun şuanda burda olman tamda istediğim gibi ” dedi bana uzattığı dosyayı almamı beklerken titreyen ellerimle dosyayı aldığımda yavaşca açtım karşımda mavi gözleriyle okyanusu andıran siyah kömüre çalan saçlarıyla olan fotoğrafa baktım bu kim diye sormaya kalkmadan Karan hızla söze girdi ” O gördüğün kişi Çağan Aker senin hocan aynı zamanda gidiceğin okulun müdürü senden yapmanı istediğim bir şey var ama sana güvene bilir miyim hala emin değilim ” dedi gözlerime tekrar baktığında kendimden emindim artık hayatım değişiyordu ve benimde değişmemin zamanı çoktan gelmişti ” Ne yapmamı istiyorsan yapıcam ! ” Dedim gözlerimi onunkilere kitledim ne kadar ileri gidebileceğimi görsün diyeydi bu bakışlarım ” Tamam o zaman şimdi senden istediğim iki şey var birincisi Çağan Aker’i kendine aşık et ne yapıyorsan yap ama onu kendine aşık et ikincisi ise ailesine girmeye çalış ve kasasında olan siyah Kapaklı dosyasını bana getir ondan sonra sana hiç tatmadığın zenginliği tattırmak için elimden geleni yapıcam ” dedikleri karşısında tereddüt etmiştim ilk fakat artık emindim bu işi bir tek ben yapa bilirdim Karan devam ederek ” Bavulunu otellerimizden birine yerleştiricem sana mesaj atarım ” dediğinde telefon numaramı nereden biliyorsun diye soracağım sırada Karanın zaten hakkımda ki her şeyi bildiği gelmişti .
Okulun hemen önünde durduğumuzda arabanın kapısı yavaşca açıldı Karan kolumdan tutarak cebinden çıkardığı kartı bana uzattı ” Bu kart senin ne almak istiyorsan al onu etkilemek için elinden gelenin fazlasını yap ! ” Dedi kolumu bırakırken arabadan indiğimde artık farklı biri olacağımı anlamıştım kolejin kapısından girdiğimde karşımda büyük harflerle danışma yazan yöne doğru ilerledim çantamı omzuma taktığımdan içindeki dosyaları çıkarttım danışman evrakları alarak gülümsedi ” Okulumuza hoş geldiniz Devin hanım bu kartınız ” diyerek kartımı uzattı kartımı elime aldığımda büyük bir sevince kapılcağımı sanıyordum hep ama umduğum gibi olmamıştı çantamı koluma tekrardan takacağım sırada elimden kayıp yere düşmüştü bütün eşyalarım yerde her biri dağılmış şekilde bana bakıyorlardı sanki yavaşca eğildim toplamak için hamle yaptığımda başka birininde benimle birlikte eşyalarımı topladığını fark ettim o kişiye döndüğümde aynı siyah saçlar aynı mavi gözler olduğunu gördüm bu sefer çok yakınımdaydı sanki dilim tutulmuş bir şekilde ona bakarken gözleri benimkilerle buluştu ” Lütfen bir dahaki sefer dikkat edin ” dedi sert uyarıcı sesiyle kızaran yanaklarımı gizleyerek ona döndüm ” Çok üzgünüm nasıl oldu inanın anlamadım ” dedim yorgun sesimle ona bakarken cantamı bana doğru uzattıp ayağa kalkmam için elini uzatmıştı sakin ol sakin Devin heyecan yapma ağırdan al diyerek kendime öğütler verdim istemsizce elini tutmadan ayağa kalktım üzermi yavaşca düzelterek derin bir nefes aldım ” Siz yeni öğrenci olmalısınız ” diyerek gözleriyle vücudumu inceledi en sonunda gözleri gözlerime baktığında afalayarak ” Evet yeni İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisiyim ” dedim donmuş vücudumu hareket ettirerek adamın gözleri şaşkınlıkla bana baktığında ” Demek yeni öğrencim sensin ben Çağan Aker senin yeni ders hocanım ” diyerek resmi bir dilde elini uzattı karşılık vermemi bekleyerek elimi yavaşca uzattım ” Devin Ceyhan memnun oldum ” dedim elimi hızla çekerek omzuma aldığım çantayı düzelterek yanından bir rüzgar gibi esip üniversitenin kapısından çıktım çantamdan aldığım telefonuma bakarak Karan beyden mesaj gelip gelmediğini merak etmiştim ” Divan Otel 138 numaralı oda seni orda karşılayacaklar akşam yemeğinde görüşürüz güzel giyin ” demişti mesajda akşam yemeği mi nerden çıkmıştı şimdi bu yemek bunları bir kenara bırakarak üniversitenin güvenliğine yürüdüm kapısında duran yaşlı bir amca dan taksi çağırmasını istemiştim taksi bir kaç dakika sonra geldiğinde hemen arka koltuğa geçtim ” Nereye gidiyoruz hanımefendi ” dediğinde elimde duran telefonu ona vererek konumu gösterdim adam gaza basarak sürmeye başlamıştı .
Taksiden indiğimde arka cebimde duran yüz lirayı verdim para üstü bile almadan hızla otelin merdivenlerinden çıkarak lobiye girdim karşımda duran iki kişi bana dikkatle bakarak ” Devin hanım ? ” Dedi sarışın kadın gülümseyerek ” Evet benim ” dedim sarışın olan kadına dikkatle bakarak ” Otelimize hoş geldiniz size bugün ben eşlik ediceğim ” diyerek beni asansöre doğru yönelendirdi yavaş adımlarla bana oteli tanıtarak asansörün düğmesine bastı bir kaç saniye sonra kapı açıldığında içine girdik sarışın kadının düğmeye basmasıyla kapılar kapandı yukarı doğru çıktığında kapılar kendiliğinden tekrardan açıldı asansörden çıktığımda odaya doğru ilerledik benim odama geldiğinde durmuştuk ” İşte geldik odanız Devin hanım başka istediğiniz bir şey var mıydı ? ” Dedi pür dikkat bana bakarken ” Aslında bugün bir akşam yemeği var onun için elbise bakmam lazım ” dediğimde sarışın kadın ” Size hemen hazırlatacağım ” dedikten sonra odanın kapısını açarak anahtarı bana uzattı odadan içeri girdiğimde büyük bir oda değilde ev oldıgunu fark etmiştim geniş bir lüks odaydı karşımda uzun bir deniz manzarası vardı karşımda duran yatağın yanında bavulumu gördüğümde hemen onu açmak için yere koydum fermuarını hızla açarak içindekileri tek tek dolaba yerleştirdim bir kaç dakika sonra kapının çalmasıyla ayağa kalktım kapıya doğru yürüyerek kim olduğuna baktım ” Devin hanım benim size kıyafetler getirdim ” dediğinde şaka falan yapıyor sanmıştım meğersem yanılmışım kapıyı açtığımda büyük bir tekerlekli giysi askısı olduğunu gördüm içeri girdiklerinde şaşkınlığını gizleyemeden sarışın kız bana döndü ” Karan bey bizzat bunları kendi seçti bir de hazırlanmanız için Kerem beyi getittirdi ardından ise sarışın adam elindeki büyük profesyonel makyaj kutusyla içeri girdi gülümseyerek beni süzerek ” Ee hadi ne duruyoruz başlayalım kızlar ” diyerek enerji dolu kahkasıyla beni hazırlamaya başladılar . Günün sonunda aynaya baktığımda aynada ben değilde başka birinin benim kılığıma girmiş ola bileceğini düşünmüştüm artık üzerimde duran kırmızı mini işlemeli elbiseye tekrardan baktım düz toplanmış saçlarıma baktığımda ise öz güvenli olmam gerektiğini düşündüm artık yeni biri olucaktım yeni bir Devin’i baştan yazacaktım .
Akşam yemeği için otelin lüks restoranına doğru yavaş adımlarla ilerliyordum neler olacağı konusunda hiç bir fikrim yok gibiydi restorandan içeri adımı mı atmamla bütün insanlar yüzlerini hatta gözlerini üzerimde toplayarak dikkatle bana bakıyorlardı işte istediğim bundan da fazlasıydı bütün dünyanın beni tanısını istiyordum herkesin bana imrenerek bakmasını sizcede bunları istemek çok normal değil mi ? Karşımda duran masada oturan kişileri gördüğümde gülümsedim Karan ayağa kalkarak beni sandalyeye yönlendirdi ardından yavaşca masaya doğru iterek tekrardan sandalyesine oturdu karşımda duran Çağana baktığımda Karanın planını anlamıştım artık her şey benim elimdeydi acımasız biri olmaya hazır ol Devin Ceyhan çünkü sen en iyisine layıksın .
Öncelikle ilk bölümümü okuduğunuz için teşekkür ederim tekrardan yeni bölümde görüşmek üzere hoşçakalın öpüldünüz ✨💋
Katılın!
Yorumlar