BANA SEN LAZIM SEN

Ne bir insan isterim ne bir mal;
Bana, sen lazım sen.
Ne bir kayık isterim ne para pul;
Bana, sen lazım sen.
Ne bir Diyar isterim ne gezmek;
Bana, sen lazım sen.

Dokunmak ister, dudaklar’ım, dudak’larına;
Hasretim, o! ateşli bakış’larına,
Ben istemem, senden gayrı, can bana,
Bana, sen lazım sen.

Hasret, sarılmaksa sana, beklerim;
Dünya çilesi, sen varken nisyenim,
Ben görmem, senden gayrısı bendim,
Bana, sen lazım sen.

Ne mutluluk içinde’yim ne de kasvet’im;
Bana, sen lazım sen.

DİLZEDE

Ah şu bahtsız avare gönlüm!

Yıllarca dolaştı beyhude harabeleri,

Sonunda buldu kendine bir gülistan, 

Orada ömür boyu gül dirmek istedi.

Ansızın bir rayiha, bana ondan esen,

Bütün dimağımı uçsuz çöllere saldı.

Ruhum avuçlarında şimdi ve salahı huzurumun,

Bir kuş misali kanadım göklerde savruldu. 

Gözlerinde bir damla yaş olsam,

Bir nebze de olsa nasiplenirdim o nurdan,

Yaradanın bitmek bilmeyen ihsanından,

Belki acizliğimi görmek ister gibi.

 

Dilsizin gönlü hazin, gülistan ermez hiç ona.

Belki ihsan bulur mabedden, aciz bir kul gibi.

Dilenir aşkını Mabud’dan akşedip ellerini göğe,

Bilmeden işlenir ruha yüzü ve saltanatı Hüda’nın,

Tavaf eder dilzede, aşkın adıyla gönlümde.

Kim söndürdü söyleyin yalnızlığın çerağını,

Gül çağında derbeder, huzura gelmişti yüzler.

 

Zübeyde Demir

×