Simurg

Simurg

Bohem ve kozmosun uyumu kadar kusursuzdu kaos…

Unutulmayan tek gerçek her güzel şeyin sonlu oluşu. Mevzu şu ki gönülsüz girdiğin yolları kuzu kuzu yürüyor olman çok şaşırtıyor, beni ve benimle birlikte içindeki asi ruhu. Umarım hayalden ibarettir yolun sonunda  bekleyen alıcı kurt. Öyle değilse şayet korkarım üzerine bir hayat yapışacak, bu sitemkar, ölçüsüz ve boğucu kıyafet.

İnanın, siz bu dünyadan olamayacak kadar saygın, muhteşem bir karaktere sahipsiniz ve bana lütfen inanın üstünüzde başkaları gibi eğreti durmuyor kişiliğiniz, zekanız kimseden ödünç alınıp çalınmamış, aslına amade taklitten uzak ve sadece siz. Hani o filmlerden devşirme replikler varya işte o kurulan cümleler dahi aykırı bir zekanın girizgahıdır. Gözlerim, ellerim, hatta tüm zerrelerim adınıza aşina, dilerim bir gün kokunuzada, dedi Cosmos.

Görüyorum, herkes hayran ve berduş, ateşe düşen böcekler gibi üşüşmekteler yalnız siz kime hayransınız elzem olan sadece bu değil mi. Söylesene Cosmos, Simurgun var mı bir cevabı…

Bu gün sürgün edilişinin ertesi, umarım çabuk diner sızın. En uzun ayrılığın bir nefes arası kadar sessiz. Fazlası, delirtici karanlık ve tenha.

Gölgeni terk etmek gibi anlamsız bir gidişti bu, sonu yine kendine çıkan. Adına ayrılık diyorlar, ayrılık lafzı adı altında ayrılamadıklarımızın diyetidir her gece yalnız izlenen ve gizlenen ay. Birde kahve kokulu sabahlara uyanmak.

Ah Simurg, keşfe çok değil biraz daha gönüllü olsaydın, hiçliği yok edecek kadar eşsiz bir cisme bürünecekti evren ve melekler ağlamayacaktı.

O ki adına müptela harfleri ezber etmekten usanmayan bir deli. Sana çıkan yolları engelsiz geçemeyeceğini bildiği halde, kan revan ve prangalı ayaklarına aldırış etmeden sol göğsünün üstüne saplanan okları temizleyip sarmadan yürüyordu. Söyle, ne zaman bitecek bu sürgün.

İşte o gün geldiğinde vuslata meftun zerreler, hasretinle değil  ışığınla yanacak ve kokun olacak Kaf dağının ödülü.

Simurg hiç gölgesini terkeder mi?

Hülya KOÇ

×