Sen insana neyi öğretiyorsun biliyor musun? Karnın aç, masada ekmek var ama yemek yasak… Çeşmede su var ama içmek yasak… Nefes darlığı çeken astım hastasısın; buharın masada ama kullanmak yasak… Acil nakil bekleyen, çaresizlikle kıvranan siroz hastasısın; uygun karaciğer bulunuyor ama doktor yok. Muhtaçken çaresizliği; seviyorken değmediğini; değmeyeceğini ne sana, ne de başka bir insana, işte sen bunu öğrettin bana! Artık bitti bu acizlikler. Bundan sonra; kazayla bile olsa selam verme bana, bu saatten sonra almam. Bu saatten sonra; bir yudum suya muhtaç olma, vermem. Bundan sonra; ayağına taş değse, benden bil. Bundan sonra mutsuzluk yoldaşın olsun. Bir yudum suyum sen olsan içmem. Açlıktan ölsem; senin aşkını, senin aşını istemem. Son nefesimi veriyor olsam, senden gelecek şifayı istemem. Öleceğimi bilsem de vücudumda, senden hiç bir parça taşımam; ne kanını, ne iliğini. Gidebildiğin kadar uzağa git, gidebildiğin kadar tuzağa git… Bana uzak Allah’a yakın ol! Sen benim hiç bir şeyim bile olamazsın, zira sen ona bile layık değilsin!
Seda Özlem Başpınar
Katılın!
Yorumlar